20 Şubat 2008 Çarşamba

Bilinmeyen Beğeni 2


ufacıklıgımızdan beri gorduklerımızdir bıze garip gelmeyen seyler.bır de dunyayı gorusunuzle alakalı olarak degısırler.
bu baslıgı tekrar canlandırmamın sebebı ozanın sevdiği ve gönderdiği bir fotografcı olan "diane arbus". fotografları genellikle portre kategorısıne dahıl olan bu fotografcı 20. yyıl en onemlı sanatcılarından bırı sayılıyor ve "wizard of odds" da denıyor kendsıne. şöyle kucuk bır alıntıyla ozetlersek; "Arbus’un portre tarzı, öncelikle August Sander’in Alman halkı üzerine yüzyılın ilk yarısında yaptığı çalışma, Çiftçi Güvenliği Örgütü (FSA) fotoğrafçılarının 1930’larda Amerikan taşrasında gerçekleştirdikleri çalışmalardan ve 1950’li yıllarda gelişen orta sınıf Amerikan hayatını fotoğraflayan Robert Frank gibi fotoğrafçılarla paralellik göstermektedir. Arbus’u adı geçen örneklerden ayıran onun yöneldiği toplumsal durumların gösterdiği çeşitliliktir. Özellikle akıl hastaları- örn. dawn sendromlu hastalarla yaptığı çalışma , cüceler, devler, travestiler, fahişeler gibi marjinal kesimlere yönelmesi onu seleflerinden ve çağdaşlarından farklılaştırmıştır."

burada kalkıp kadnı anlatmayacagım zira artık turkıye de de benım bıldıgım kadarıyla erdal kınacı gıbı arbusun tarzına yakın calısan bazı fotografcılar mevcut.
fahişeler, akıl hastaları, travestiler, hermafroditler... onlara "onlar" dememızın sebebını bılmek ıstıyorum. bu konuda kızgınım. bu konu da kızgınlıgımın ustunde denk geldı. televızyonlarda, gazetelerde, heryerde gıttıkce anlaşılacaklarına daha da kucuk dusurlmeye calısılan, aha ah laıp vah vahladıgımız bu ınsanların bızden farklı olmalarının sebebı ne? gorduklerımız, hıssettıklerımız aynı seyler degıller mı?
bu bana afrika yerımaddasına ılk defa gecen avrupalıların afrıkalılarla ılgılı soyledıklerını hatırlatıyor sanki, gocaman garip gözleri, boynuzları, dev canavar elleri vardi... hayır efendım, onların sadece ten renklerı siyahtı.

not: bu kadar "sorgulayamayıcı" bır yazı yazdıgım ve yazabıldıgım ıcın kendımden utanmakla beraber, okudugum bolumden de ozur dılıyorum efendım :) haaaşaa!

-http://ilef.ankara.edu.tr/fotograf/yazi.php?yad=9870 "alıntı"
-http://www.masters-of-fine-art-photography.com/02/artphotogallery/photographers/diane_arbus_01.html "fotoğraf"

7 yorum:

augustusozan dedi ki...

senden yazı okumak lıseeden berı bı keyıf zıra bu keyfımden mahrum bırakıck tehdıtlerıne ara vermenı dılıyeek baslıım ayrıca arbus ıcın ayrıca tesekkur ederım aslında sorun topluma dahıl etmek cok kendı yazılarıma megolomanıyle yontucam ama daha oncede belırtıgım gıbı hastalıklı da olsalar kı ahlakla yasamakta belırtıgım sıfatlardan bahsedıyorum bu ınsanların toplumdakı varlıklarını kabul etmedıgımız surece ne bız nede onlar nefes alabılıcekler ustumuzdekı kıyafetlerın agar geldıgıbını ölülerin korkutucu dııl aksıne huzurlu olduklarını yada cıplaklıgın aslında arınmıs olan oldugunu gordugumuzde (gene kendıme yontarak) bızı sınırlıyan kendı cızdıgımız kurallara sorgular gıbı bakarsak asıl dunya ınsanını yanı olması gereken neandertal kadar zararsız.... vahşi olan ? zarar veren olmuyo malesef herzaman gunun ınsanı cok vahsı durmuyo goruntude bu arada 24 unde oscar odul torenı var bu hoolywood eglencesını kacırmıycagımı ve kacırmamanızı onererek kendı ıcımdekı butun celıskıyle yorumuma son verıyorum...

Okyanu∫takί rüzgar ~ dedi ki...

Bu adam da değiI kadın da..

Nedir bu =))

Zarpandit dedi ki...

"bu" ?
hmm..
"bu" gördüğünüz "şey" bir transeksueldir efendim. herşey tamam, fotograf garip geldi :)
anladım.. teşekkurler

augustusozan dedi ki...

aslinda diane arbus un yapmaya calistigi da buydu bunun siza gari gelmesi aslinda problemin bbuyuklugunu gozler onune seriyo siz bu fotorafi yada bu insanlari garip bulmaya devam ettikce aslinda yasadiginiz dunyadan ne kadar uzakta ve na kadar izole ldugunuzu doguamis olucaksiniz bu yusden dunyaya insanlara yakin olabilmek adina garipbullmak yerine benimsiyelim lutfen kisileri erkek yada kadin diye ayirmiyalim ayn dunyayi paylasiyoruz cok toplumcu bi cevap oldu ki toplumcu bi insan olmiyarak garip bulmanizi garip buldum uzgunum sanirim beklentilerim fazla yada gorum cok genis diil

Adsız dedi ki...

Öncelikle ön bilgilendirme gayet iyi olmuş. Sonrasında ise 20 Şubat'da yazılan bir yazıya neredeyse 4 ay sonra cevap yazdığım için özür diliyorum. Yazıya devam edersek; cücelerin,fahişelerin veya travestilerin standartlara uymamasından kaynaklanan bir farklı duruşları var. Yani çoğumuzda olmayan şeylere sahip oldukları için bize garip geliyor. İnsanların onları garip görmelerindeki neden bundan başka bir şey değil. İnsanlar kendilerine benzemeyen şeylerden hep uzak dururlar. Hep kendine yakın hissetiği şeylere daha çok yaklaşırlar ve onlarla birlikte olmak isterler. Benzerlik belkide vücudun veya ruhun istediği bir şeydir. Travestilikte ise bir yerde ahlaki ve dinsel bir takım düşünce ve görüşler işin içine giriyor. Buradaki farklı görme; dinsel olarak yaratıcının kararına yapılan saygısızlık olarak nitelendirilirken, ahlaki olarakta cinsel seçimi.(Sanki cinsiyet değiştirmeden birlikte olsa kabullenecekler gibi). Her iki durumuda gerçekten anlamak zor geliyor. Bu ıspanak sevmeyen birini garipsemek veya pembe tişört giyen erkekleri eleştirmek gibi bir durum. Çok fazla şekilci olduğumuz için ve giderekte bu konuda sınır tanımadığımız için bence bu durum daha da artacak. Benim anlamadığım şey hala zencilerin garip görülmesi örneğin. Sanırım birkaç yüzyıl yetmiyor beynimizin evrimleşmesi için ya da anlamamız için. Gerçi çekik gözlü arkadaşlarımızı bile garipsiyoruz kimi zaman. Tamamiyle bu duygu birazda insanın kendini üstün görmesi ile alakalı. Büyük ihtimalle bu diğer canlılarda da var. Kendi soyunu devam ettirmek karşısındakini üstün olsa dahi kabullenmeyip yaşam alanını genişletmek amacıyla genlerimize işlenmiş bir kod. Herkes kendi gibi olanları görmek ister karşısında çoğu zaman hatta bunu benim gibi anlasa, benim gibi davransa... gibi cümlelerle sürdürür. Ta ki etrafındaki insanlar hep onun gibi olana kadar. Bence gayet sıkıcı ve çekilmez bir hayat olurdu ve bütün yanlışları kendin yapman, bütün doğruları kendin yapman, her şeyi kendin düşünmen gerekirdi. Çünkü herkes aynı şeyleri düşüneceği için. Yorucu ve sıkıcı bir yaşam şekli olsa gerek bu da en azından benim için. Olduğundan fazla açıldım galiba ya neyse konudan çok kopup ayrıldıysam kusuruma bakmayınız şu an bunları hissettirdi yazınız bana. Yazı için teşekkürler.

augustusozan dedi ki...

her yorumunun altına bı cevap verme halındeyım tamamen blogu benımsedıgım sahıplendıgım ıcındır bu fakat cenkkayhan kısılerı oldukları gıbı kabul etmek ten bahsetmıycem sadece onlarla yasamak konusu burda yanı diane arbus tarafından konu alınan travestı yada transeksuelere gelınce kısılerın kendı hur seecımlerı kı bunu anladıgımızı sandıgımıs sular soruglamadan yoksun ve subjektıf sulardır bu yusden kadın gıbı hıssetmek yada kadın oldugunu dusunmek sen yada benım gıbı ınsnaların anlamakta gucluk cekebılıcegını dusunduum bı durumdur sacının kısa yerıne uzun olmasını kendıne onerebılıyosanbunu da bu sekılde anlamaya calısmalı sanırım her tuhaf karsıladıgımız yada sasırdıgımıs bu olusumlar bızı kendı ıcıne kapanık ve hayata uzak kılar yorumun ıcın yazar adına ondan once tesssekur edıım :)

Adsız dedi ki...

Rica ederim. Bence bahsettiğin şeyi her ikimizde anlayabiliriz eğer biraz empati gücümüz varsa. Çünkü tercihlerin geneli çevre ile alakalı yani farklı çevre farklı seçimlere gebe bu yüzden onların nasıl yaşadığını veya büyüdüğünü bilebilirsek onlarıda daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum açıkcası. Karşındakini en iyi tanıma yolu karşısına çıkan olaylara verdiği tepkiyi ölçmek ve analiz etmektir. Yalnızca biraz gözlem kısacası.