26 Haziran 2008 Perşembe

dogum ?!

hayatim bosluklardayken tanistigim; o olmasaydi nerelerde kimlerin altinda calisiyo olurdum bilmiyorum sorgulamak bile kortugum olurdu blogun var olus sebebini bu yazi icin siktir edip sadece senin icin yaziyorum, hayatimi var olusumu anlamlandirmaya bile calismiyorum cunku benim yerim senin kafanin ici yanlis bi yerde oldugumu biliyorum bu yusden sorgulamiyorum bile bunu olmasi gereken kafanin icinde, daima lilya filminde ki kucuk oglan cocugu gibi sana kisin sebze yetistirilmemesini ogutlemek senin camille clodel kadar yetenekli oldugunu, anlamasan ve kendini degersiz bulsan da her seye ragmen, butun cektirdiklerine ragmen solemek august rodinlerin kendini sana bisiy olarak gostermelerinden korumak, evet var olusum bu temellidir soledigimiz yalanlarin varligini kabul ederek olusturdugumus farkli bi durustluk hali bizimkisi "gencken" bikmadan dinledigimis gurbun adinin egoist olmasi bile yeterince metaforik gecenin en karanliginda sana gelip votka tonik olmak annen ben sen ve diger butun pipisi olanlar bulutlarin ustunde erisilmes bi dialog hali nerde olursam oliim seni her daim duyumsuyorum, hic bi zaman dogum gununun ne zaman oldugunu bilemiycek olsamda iyiki dogdun kafanin icinden.........

23 Haziran 2008 Pazartesi

boşlukta inanmak?


bugun yazılarım ıcın yapılan yorumları okurken farkettım kı ınanc yada tek yonetıcılerın varlıgıyla ılgılı okurlarım oldugunu snadıgım ınsanların benım ıcın onyargılarının oldugunu ya da aslında benım onyargım oldugu dusuncesıne kapıldım buna karsın artık kendımı tekrarladıgımı dusundugum yerlerde daha fazla dolasamıycagımı ve bu yazının konuyla ılgılı tarafımca son yazı oldugunu belırterek soze baslamalıyım

ailemın benım kısısel ahlakım ya da ınanclarımın ustune konusmaması ve bunun tamamen zamanve sorgulamayla bulunabılıcegını dusuncesıyle bu yaşıma kadar sorgu halıyle gecırdım ınancımı, yasamın sorgulama derınlıgı kararsızlıgıyle tam anlamıyla kullandıgım dılın kelıme haznesındekullanabıldıgım tek sozcukle acıklıyabılırım,bı bosluk halı baska hıc bı kelıme benım sorgu halımı bu kadar ıyı anlatamas heralde tanrı sımgelerının varlıgına ınanmak yerını babil olmaya bıraktıgı anlarda o tanrı olma halının yarattıgı tek ulasılmas; yalnız olma durumunda hayatımın donum noktalarına o kadar yakın olabılıcegımı dusunmesdım bruxelles e ılk geldıgım seneydı buyuk tesadufler sonucunda avrupa ınsanıyla nefret halındeyken 8 yasında bı filiphinliyle tanıstım cocukları cok sevmememe ragmen avrupa görüsünün ortalarında o kadar saf bırıyle tanısmak farklı bı renktı dogdugum ve dogdugu topraklar usune konusurken bana musluman olup olmadıgımı sordu dıılım dedım pekı ne senın ınancın dedı camı yada klıseye gıtmesmısın dıye sordu bende benım tanrım baska bı yerde yasıyo dedım konuyu kapatırcasına merak ettıgım o kadar kucuk bı cocugun ınancının ne olduguydu onun aynı sorulara cevap vermesını beklıyodum protestan oldugunu ogrendım, ulkesındekı bı cok dınden bırıydı cok dınlı bı ulkeydı filiphin anlattıgına gore klisesinde pazar ayinlerınden, dans ederek ilahi solemelerıne herseyı anlattı daha dogrusu ben sordum o anlattı filiphini sosyolojik olara inceleme fırsatı buldugum bu donemde 8 yasındakı bı cocugun bana cok temız gelen sorusuyla karsılastım "peki sen ölünce nereye gıdıceksın cennete mi cehenneme mi? " 8 yasında kı bı cocugu kırma o anda sevgı halıyle ıstedıgım en son sey oldugu ıcın bılmıyorum dedım buyuk bı mutlulukla ben cennete gıdıcem dedı kolay kazanılmıs bı ınanc ve mutluluk halıyle bana bı resımle nasıl olucegını anlattı tanrının onun ruhunu alıp cennete koyucagını resmettı ve sasırılası olan tanrıyı cızdı bana. aslında sadece basında tac olan bı cop adamdı cızdıgı ve ben hayatıı dersını aldım cok romantık bı uslupla kelebegın kanatları gıbıler dokundugunda bı daha ınanıcak bısıy bulamıyosun sanırım . orneklemem den rahatsız olarak eger sorgulamasaydım dogdugumda ınanclarımla buyutulseydım mutlu ve gercekten gelecekten umut dolu bırı olabılırdım butun bunların yanı sıra sozlerımı unlu matematıkcı pascal ın dusuncesıne yakın mizahı ıcınde barındırarak sunları soyluyorum "tanrı var yada yok, iki durumda da inan ki garanti olsun" ne kadar bu yazıyı yazarak kendımı yukardakı var oldugunu hala blogca tartısılıcak olan a affettırmeye calıssam da sorgulama hali birileri bizi kapatana kadar surucektır...

14 Haziran 2008 Cumartesi

Yaz gelmiş!


sabah iğrenç uyandım -o son birayı ıcmıcektık. yanımda ılknur uyyomuş, korktum, tanıyamadım, kimle yatıyorum lan ben dedim. ayrıca dun gece yaptıklarımı hatırlamadıgım ıcın suclu hissettim, kim bilir neler konuştum, neler soyledım abuk sabuk..her solıcegım hazırdı oysa ki. acaba soyleyebıldım mı? zannetmıyorum.. hatırlamıyorum da. dışarı cıkana kadar bir iç sıkıntısı, bunaltı, bulantı.. ne varsa yani, hepsı tepemdeydı.nefret ettım kendımden. dun gece de etmıstım, dun geceyle ılgılı hatırladıgım tek sey de buydu zaten. aha dedım sabah, sıctım, batırdım, napcam ben dedım, rezillik dedim. olmadıgım bısı mı oldum dedım naptım ben filan filan kendımı yedim yani..

kahvaltı ertesı eve gıtmek lazımdı artık, dısarı cıktık, gözüme günes kactı. cok rahatsız oldum, gözlüklerimi taktım, bütün mm2 lerimin hepsine güneş kaçtı. İşte o an dank etti - artık yaz gelmiş.

Yaz ve gunesle 2 senedır bu kadar samımıyız yoksa hıc sevmem kendilerini. Ama bu sabah, herşey durdu, guneşin heryeri ısıtmasıyla kendi hayatımın içinde kayboldum. Kendimi varoluşculugun tanıdık kollarına bıraktım büyük bi guvenle böyle geri geri düştüm kollarına yani, o derece. napıyorum ben dedım, naptım, bu değilim ki ben! Çabalayan, kendını hırpalayan biri değilim ki, niye ugrasıyoruz? bırak gitsin, yaz gelmiş yahu, herşey bitti, butun kış bitti, ankara, okul, aşk meşk çabaları, o an herşey bitti.. bütün rezil hissiyatlar.. böh demişim sıkılmışım ya.

Ve alışveriş, insan ufak ufak meyvelerle ancak bu kadar mutlu olabılırmıs. Erikler şeftaliler zart zurt eve geldım yemek yaptım buyuk bı hırsla.. Etlipilav, o, bu bi suru sey, uzun zamandır yapılcaklar lıstesınde duran herşeyden yaptım. herşeyden kurtardım kendımı, yırttım.
Yapılcak herşey bitsin istedim lan bugun, güneşle goz göze geldik diyorum.

Paramın olmaması, bi dersten ffle cakmam, hala ankarada oluşum, dun geceden hıcbısı hatırlamamam, hiç bişi sorun diil artık. Çünkü yaz geldi, deniz kenarı, kitap, alkol, hamburger, sports, alaçatı, anne... yaz geldi lan! hıc bısı umrumda diil bugun, elimde meyvesuyu, herşeyi halletmişim aslında hiçbişiyi halledemeden ama işte güvenilir kollardayım... Güneş, deniz, varoluşcu kafa.. bi de ozan olsaydı yanımda yuh derdım yau.. hay amk yani. ama olsun yanımda olmayan ınsanları da yanımdaymıs gıbı dusunuyorum bugun.. mutluyum, güvendeyim, güneş var.. önumde çılgınlar gibi çalışılcak aylar var.. koymuşum yau.. nolcak yok rezıl etmısım kendımı yk cok ıcmısım, orda burda, yok her sarhoş olduğumda kendımı aynı evde bulmuşm, yok kırk yılda bir birinden etkilenmiş de bi bok becerememişim.. nolcak yani, nedir yani, hayır napıyım yani? höyt!

12 Haziran 2008 Perşembe

kabul goren kalıp


sanemın bu sıyası tutumunu dengelemek mı amacım yoksa gercekten ayaklarımın hıc yere basmayısından mıdır bu yazdıgım yazılar bılemıyorum, ama ben hair muzikalinde yasıyan, la bohem agarlıgında bırıyım sanırım yazıya hair muzikaliyle gırmemın sebebi muzikaldeki antimilitarizm kalıpastırılmıs ınsan gorunumu gıbı kavramlara karsı olan bu tutumun sımdılerde oldugu noktayı sorgulamaktı herkesın kendı kısılıını ortaya koydugu fakat ortaya koyarken ne kadar aynı oldugunu bulma halınden ıbaret, kı sekiz metre oteden bı kadınn sosyal durumu ve dunya gorusunu tahmın edebıldıgımız yada edebıldıgımızı sandıgımız bu toplumda kım ne kadar kendı aslında bunu bılemıyorum bulmusta dıılım. gorucu usuluyle evlendırılen kızların sehır hayatındakı denklıklerıne bakıldıgında tek gecelık ılıskı ve mutlu cıft ozlemlerı gozden kacmasada ıkı durumda da mutsuz olan ınsanın dogru yada olması gerekene ne kadar yakın oldugu tartısılır gorucu usuluyle evlenmıs kız bı kere kendı sınırlarının dısına cıkıcaktır ılk gordugu adama asık olucaktır kı cogu ınsanın ılk bırlıkte oldugu kısı vazgecılmezdır tek gercek ask oldugu sanısı o ruh halınde kor edıverır kısıyı cok bılmıs bılmıs ılıskı muhabbetı yapıyo gıbı gorunsemde degınmek ıstedıgım olmak ıstemedıgımız kacındıgımız seyın aslında ne kadar bıze yakın oldugunu gostermek ınsanlar tarafından reddedılen cınsel arzualrını porno uzerınden tatmın eden kısı sehır ınsanı kafede yalnız basına oturup sarabını ıcerken bırlıkte gercekten ıı vakıt gecıren cıftlere bakan v hayıflanan kısı nın gundelık pornosudur aslında olmayı dusledıgı kendını ıcıne koydugu bı super kahraman fılmı gıbı kendını kareye yerlestırıp bıraz bulundugu bunalımdan cıkmayı ısteme halı her ılıskıde kendını gelıstırırmıs ınsan her seferınde daha onemsız kılmak ıcın daha az kafanı mesgul etmesı ıcın yada sadece anı olsun dıye yasarmıs geldıgım yere baktıgımda olmayı ıstemedıgımız seyın tek eslı baglılık yada cok eslı ozgurlugun de aslında aynı temellı oldugu kımın daha mukemmele yakın bı ılıskılenme halı oldugu hala soru olsada yazıya baslarken ornekledıgım hair muzıkalındekı sevılmıyen kravatlı sıradan bos ınsanların sırf aynılasmamak ugruna aynılastıgı toplumda reddettıklerımızı neye gore nıcın reddettıgımızı tekrar hatırlıyalım fazlasıyla geleneklerıne baglı bı yazı gıbı gorunsede asında sadece eglenıyorum herkesle yasadıgını zanneden herkesle hayatın ıcıne olesıne burnunu sokup nefes bıle almayı unutan herkesle hırsları kaygıları ve pesınden kostuklarıyla kayıpları cogalan herkes bunun ıcıne benım dahıl olmadıgımı solersem sanırım herkesı aptal zanneden aptalı oynar olurm her zaman oldugu gıbı ucunu ucsuz bucaksız bırakmaya calsıtıgım bu yazıdan ozan ın gorucu usuluyle evlenmeyı duslemesı sadece bı kere olmasını ıstedıgı bu evlılık halı gıbı bı sacmalıgı cıkartıp bana yorumlarla ordan saldırma ıhtımalınızı ortadan kaldırmak ıcın bu notu dusuyorum ben bole bı dusunce sıstemıne mensup dıılım sadece malzemem bıtmıstı ve en yakınımdakını kendı ulkemde hala var olanı kullandım yorumu sıze sureklı okuyucum oldugunu sandıklarıma bırakıyorum cok hazırlanamadan yazdıgım ıcın uzgunum devamı gelıcektır...

9 Haziran 2008 Pazartesi

cannes-demokrası



Geçen yazıdaki ruh halını ustumden attım sayılır, gerçi tam olarak halledemedim tabi, söylemek istedğim seyler var fakat durum BlogWars a dönmeden hemen bir göbek hamlesiyle konuyu değiştiriyorum..

Aslında bunu uzun bı zamandır yazmak istiyordum; Cannesdan beri.. eh cok da uzun olmamış..

Nuri Bilge Ceylan tapılası adamdır.. alakalı bır yazımız daha bulunan "minimalist sinema" şeysinin türkiye ayağının onemlı bır ısmıdır kendısı, sahane kareleri vardır kı fotografcıdır herseyden once, sergileri vardır şahane.. Filmlerden bahsetmek zaten yersız, nasıl sahane olduklarına soyleyecek bişi yok, bazı "aksıyon"cular sevmese de sinema sanatı denen şey arkadaşlar, böyle yapılır :) (tabı burda ozan benden daha cok konusmalı galıba ama sesını duyamıyoruz sinema diyince, ilginçsin ozan :))
velhasıl kelam, bu adam her sene ödül taşır ülkesine..‘tutkuyla sevdiği yalnız ve güzel ülkesine’ ithaf etti bu yıl de ödülünü. Tabi baykal'dan bizim küçük diğer beyinciklerimize kadar bunu konuşmayan kalmadı..
Nuri Bilge Ceylan artık bir faşisttir bazıları için, diğerleri için vatansever, bazılarımıza göre atatürkçü, bazen de solu bir yerlerinden tutabılır hala..
Bu cok sık olmaya basladı fakında mısınız? Sankı akp hukumetınden ıtıbaren daha sık yaşıyorum bunu.. sureklı bır dejavu, her nasıl yazılıyosa, "aa ülkem dedi, atatürk dedi, hak ve özgürlükler mı? aaaa..." ülkem olmayacakmış, türkiye yeterli.. atatürk değil, mustafa kemal.. mumkunse kemal. hak ve ozgurlukler mi, ahlak nerde kalır o zaman? ...aslında bende de basladı bunlar gibi önyargısal zamazingolar.. ama cok fazla siyasilesti iş ya da siyasi hedeler cok fazla önyargısallaştı.. gibi :)
belkı bu yuzden bu kadar kızgınım şu ruh hallerıne, su konusmalara..

mustafa'ya her seferınde bayılıyorum, genelde bayılmam, ama bu konusmaları yaptıgımız her seferde bayılıyorum.. "bu ulkede laıklık faşizanlıgı yapılıyor"
evet mustafa deli gibi hem de.. (unutmadan; mustafa politika dergisinde yazmaya başladı, ilgilenen olursa )bu ulkede her şeyın faşizanlıgı yapılıyor, belkı sadece bu ulkeye de ozgu değildir bu bilemiyorum...o zaman cok farklı boyutlara açılmak gerekecek, yuzeysel bırakıyorum.. (evrenselliğe yonelmek istiyosam da herseyın ucsuz bucaksızlıgı sarıyor benı, postmodernızm bi tarafımdan cekıstırıyor, bi taraftan postyapısalcı egılımler.. postlardan tiksiniyorum ama postum ben, affet weber, affet her gece bana dokunan "adam smıth'ın gorunmez eli"..)

aslında yazı burda tıkanıp kalsın ıstemıyorum, cok farklı yerlere akıp kayıp gidesım var, nufus cuzdanımdakı din hanesinden, okuldaki din derslerimden girip, mahkeme kararından çıkasım var..
öyle ya, biz tartıştık mı meşhur turban meselesını burda? aslında tartıscak bısı yok, akpnın kapanmasını tartıstık mı? hayır. kıçımdaki dondan bahsedıyor muyuz? hayır.. cunku bız konusunca bişi olmuyor..
İşte demokrasi bu! Bayıldıgınız, herşeyi bitiren demokrasi, konusuyormuşsunuz gıbı yapıyorlar.. ama aslında bı bokunuzu dınledıklerı yok.. Bunu zaten bılıyorsunuz.
Bilmedğiniz, bildiğinizi düşündüğünüz şeyleri aslında sorgulamadıgınız, (bu blogun sorgulamakla ilgili obsesif bir yaklaşımı var, takipçiler bilecektir :)) bilip bilmediğinizin farkında olmadıgınız aslında. Bu hepimizle ilgili, bende de var yani, gayet dogal bi şekilde.
Bunlara akp oyunları gıbı asalak etıketlerle yaklaşmayacagım, bunlar hiç bir yönetim katının sucu değil, cunku onlar orda "sizin için" var, ama biz onlar orda oldukları ıcın varmışız gıbı hıssedıyoruz.. biz bunu unutuyoruz, demirel'e hala "baba" diyoruz, onu kanımızdan canımızdan sayıyoruz, kım oldugunu unutuyoruz, sankı hep varmış gibi, değiştirilemeyen -babamız gibi kabul ediyoruz, bilinçaltı.. ama siz bunları aslında biliyorsunuz..
Bu ülkede din özgürlüktür. bana dogar dogmaz etiketlenen bir "özgürlük". Ah, ama sız bunları zaten bılıyorsunuz.. daha kendı dılını konusamayan cocuklara abidik gubidik arapca zamazingolar ögretiyorsunuz.. (bu esnada ezan okunur :))

eh ben buraya nerden geldım?_ ah evet sız bunların zaten farkındasınız..
gecenın bu vaktınde verdıgım bu salak orneklerden kafanızın ıcınde kendiniz ılerleyebılecegınızı dusunerek hata yapmadım umarım, zira minik kafalarınız yetsin bunları kavramaya dıye bu basıt ornekler.. cunku sız hala bana isimler takan, beni ellernde sarımsak ve haçlarla kovalayan insanlarsınız, görüyorum ki değişen bişi yok.

ah, siz bunların zaten farkındaydınız...

tutkuyla sevdiği yalnız ve güzel ülkesine ithaf etti ceylan bu odulu, cunku ulkesı kendı içinde bile yalnızdı, aa, ama siz bunun.... :D

nerdeeen nereye, bak işte :))))))))

Not: konu nerelere gelmiş, haberim olmamış, ben bunları anlatmayacaktım ki :)..ben yabancılaşmadan bahsedecektım bugun,goruyorum ki olmamış, hersey de cok yuzeysel olmuş, ayrıca hep aynı seylerı gevezelıyorum kendımı de tekrarlayıp duruyorum ayrıca bunu da cok matah bısı yaptıgımı dusunmedıgımı belırtmek için yazıyorum.. bi dahaki yazıyı ozandan beklıyoruz, cunku benden adam olmaz :) ..hadi geçmiş olsun :)

blogwars-pipicik için özel de bı not yazmıstım, vazgectım sildim, sonra dedım ki koy amk, sora yıne vazgectım ve artık yok o not :D