9 Haziran 2008 Pazartesi

cannes-demokrası



Geçen yazıdaki ruh halını ustumden attım sayılır, gerçi tam olarak halledemedim tabi, söylemek istedğim seyler var fakat durum BlogWars a dönmeden hemen bir göbek hamlesiyle konuyu değiştiriyorum..

Aslında bunu uzun bı zamandır yazmak istiyordum; Cannesdan beri.. eh cok da uzun olmamış..

Nuri Bilge Ceylan tapılası adamdır.. alakalı bır yazımız daha bulunan "minimalist sinema" şeysinin türkiye ayağının onemlı bır ısmıdır kendısı, sahane kareleri vardır kı fotografcıdır herseyden once, sergileri vardır şahane.. Filmlerden bahsetmek zaten yersız, nasıl sahane olduklarına soyleyecek bişi yok, bazı "aksıyon"cular sevmese de sinema sanatı denen şey arkadaşlar, böyle yapılır :) (tabı burda ozan benden daha cok konusmalı galıba ama sesını duyamıyoruz sinema diyince, ilginçsin ozan :))
velhasıl kelam, bu adam her sene ödül taşır ülkesine..‘tutkuyla sevdiği yalnız ve güzel ülkesine’ ithaf etti bu yıl de ödülünü. Tabi baykal'dan bizim küçük diğer beyinciklerimize kadar bunu konuşmayan kalmadı..
Nuri Bilge Ceylan artık bir faşisttir bazıları için, diğerleri için vatansever, bazılarımıza göre atatürkçü, bazen de solu bir yerlerinden tutabılır hala..
Bu cok sık olmaya basladı fakında mısınız? Sankı akp hukumetınden ıtıbaren daha sık yaşıyorum bunu.. sureklı bır dejavu, her nasıl yazılıyosa, "aa ülkem dedi, atatürk dedi, hak ve özgürlükler mı? aaaa..." ülkem olmayacakmış, türkiye yeterli.. atatürk değil, mustafa kemal.. mumkunse kemal. hak ve ozgurlukler mi, ahlak nerde kalır o zaman? ...aslında bende de basladı bunlar gibi önyargısal zamazingolar.. ama cok fazla siyasilesti iş ya da siyasi hedeler cok fazla önyargısallaştı.. gibi :)
belkı bu yuzden bu kadar kızgınım şu ruh hallerıne, su konusmalara..

mustafa'ya her seferınde bayılıyorum, genelde bayılmam, ama bu konusmaları yaptıgımız her seferde bayılıyorum.. "bu ulkede laıklık faşizanlıgı yapılıyor"
evet mustafa deli gibi hem de.. (unutmadan; mustafa politika dergisinde yazmaya başladı, ilgilenen olursa )bu ulkede her şeyın faşizanlıgı yapılıyor, belkı sadece bu ulkeye de ozgu değildir bu bilemiyorum...o zaman cok farklı boyutlara açılmak gerekecek, yuzeysel bırakıyorum.. (evrenselliğe yonelmek istiyosam da herseyın ucsuz bucaksızlıgı sarıyor benı, postmodernızm bi tarafımdan cekıstırıyor, bi taraftan postyapısalcı egılımler.. postlardan tiksiniyorum ama postum ben, affet weber, affet her gece bana dokunan "adam smıth'ın gorunmez eli"..)

aslında yazı burda tıkanıp kalsın ıstemıyorum, cok farklı yerlere akıp kayıp gidesım var, nufus cuzdanımdakı din hanesinden, okuldaki din derslerimden girip, mahkeme kararından çıkasım var..
öyle ya, biz tartıştık mı meşhur turban meselesını burda? aslında tartıscak bısı yok, akpnın kapanmasını tartıstık mı? hayır. kıçımdaki dondan bahsedıyor muyuz? hayır.. cunku bız konusunca bişi olmuyor..
İşte demokrasi bu! Bayıldıgınız, herşeyi bitiren demokrasi, konusuyormuşsunuz gıbı yapıyorlar.. ama aslında bı bokunuzu dınledıklerı yok.. Bunu zaten bılıyorsunuz.
Bilmedğiniz, bildiğinizi düşündüğünüz şeyleri aslında sorgulamadıgınız, (bu blogun sorgulamakla ilgili obsesif bir yaklaşımı var, takipçiler bilecektir :)) bilip bilmediğinizin farkında olmadıgınız aslında. Bu hepimizle ilgili, bende de var yani, gayet dogal bi şekilde.
Bunlara akp oyunları gıbı asalak etıketlerle yaklaşmayacagım, bunlar hiç bir yönetim katının sucu değil, cunku onlar orda "sizin için" var, ama biz onlar orda oldukları ıcın varmışız gıbı hıssedıyoruz.. biz bunu unutuyoruz, demirel'e hala "baba" diyoruz, onu kanımızdan canımızdan sayıyoruz, kım oldugunu unutuyoruz, sankı hep varmış gibi, değiştirilemeyen -babamız gibi kabul ediyoruz, bilinçaltı.. ama siz bunları aslında biliyorsunuz..
Bu ülkede din özgürlüktür. bana dogar dogmaz etiketlenen bir "özgürlük". Ah, ama sız bunları zaten bılıyorsunuz.. daha kendı dılını konusamayan cocuklara abidik gubidik arapca zamazingolar ögretiyorsunuz.. (bu esnada ezan okunur :))

eh ben buraya nerden geldım?_ ah evet sız bunların zaten farkındasınız..
gecenın bu vaktınde verdıgım bu salak orneklerden kafanızın ıcınde kendiniz ılerleyebılecegınızı dusunerek hata yapmadım umarım, zira minik kafalarınız yetsin bunları kavramaya dıye bu basıt ornekler.. cunku sız hala bana isimler takan, beni ellernde sarımsak ve haçlarla kovalayan insanlarsınız, görüyorum ki değişen bişi yok.

ah, siz bunların zaten farkındaydınız...

tutkuyla sevdiği yalnız ve güzel ülkesine ithaf etti ceylan bu odulu, cunku ulkesı kendı içinde bile yalnızdı, aa, ama siz bunun.... :D

nerdeeen nereye, bak işte :))))))))

Not: konu nerelere gelmiş, haberim olmamış, ben bunları anlatmayacaktım ki :)..ben yabancılaşmadan bahsedecektım bugun,goruyorum ki olmamış, hersey de cok yuzeysel olmuş, ayrıca hep aynı seylerı gevezelıyorum kendımı de tekrarlayıp duruyorum ayrıca bunu da cok matah bısı yaptıgımı dusunmedıgımı belırtmek için yazıyorum.. bi dahaki yazıyı ozandan beklıyoruz, cunku benden adam olmaz :) ..hadi geçmiş olsun :)

blogwars-pipicik için özel de bı not yazmıstım, vazgectım sildim, sonra dedım ki koy amk, sora yıne vazgectım ve artık yok o not :D

3 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
augustusozan dedi ki...

once bana atılan tası hıc ıstıfımı bozmadan yere bırakıım sınema konusunda benım yazımdan baska bı yazı ortalarda donemedıınden buna kanalıze olucak bı fıkır daha once ılerı surmedıınızden sanem hanım cok derın bı tartısma ortamı yakalıyamadık sızın el :) zıra nuri sinemasının burda kı okdugum okuld a bıle sınema dunyası ıcın farklı bı dıl getrıdıgı konusulmustu zaten cannes ı almadan once ıklımler fılmnıyle bende uc maymunu heyecanla beklıyorum henuz gıdebılıceım sınemalarda goremedım ote yandan zaten bılınen lerın senın tarfından dıllendırılmesı ve nurı bılge ceylanın aldıgı en ıyı yonetmen odulu yada orhan pamuk un aldıgı nobel odulu turkıye ıcın sureklı sancılarınıda beraberınde getırıyo bence uluslararası olan adımların hangı ulustan oldugunu gosterme kaygısından oteye gıdemıyen toplum bılıncı ay evet o fılmı ben de gordum neydı adı ıklımler bırasında ıcım gecmıs uyuya kalmısım ama gordum guzel fılm demek heralde elıtıst oldugum su an kı ruh halınde gordugum turk ınsanına has bı durum dur bu arada kendını kucuk gore buyuk yazara da blogun kollektıf bı ortam oldugunu tekrar tekrar hatırlatmak ısterım zıra ben blogu actıgımd ayazılarını gormekten memnunum

Adsız dedi ki...

Açıkcası bahsettiğiniz gibi AKP'nin sıkça yarattığı bir durum bu insanları sınıflamak bu sınıfları birbirine doğru çevirtmek. İyi yönelerindense birbirlerine zıt ve çıkar çatışması yaratmak. Buna dinide ekleyince festival alanından geçilmiyor ortalık. Bunu zamanında hatırlarsanız DP yapardı AKP'de o yolda ilerliyor. Ve nedense her iki dönemin başbakanıda birbirine çok benzer hareketlerde bulunuyorlar. Üstümüzdeki yöneticiler için yaratılmış olmamızdan bahsedince aklıma Einstein'ın o ünlü sözü aklıma geldi. Devlet insanlar için vardır, insanlar devlet için değil! Tam da dün bu tür şeyleri aklımdan geçiyordum ki garip bir tesadüf sonucu bu yazıyı okudum bugün. Din konusuna gelirsek tüm ülkelerde bu tür şeyler yapılıyor. Bunu son dönemki müslümanlığa karşı yapılan davranışlardan görebilirsiniz. Hep bir bahane aranıyordu ve bulundu. Ayrıca dünyadaki çoğu ülke laik değildir ve böyle bir çabaya girişmezler. Bu bizi daha iyi bir konuma getirir fakat bizde laik değilizdir. Çünkü devletimizde Diyanet işleri bakanlığı diye bir kurumumuz vardır. Devlet dine müdahele eder bir yerde yani. Demek ki dinle devlet arasındaki bağ kopmamıştır. Aslında burada ufak bir nüans farkı vardır. Kurum doğruyu göstermekte yanlışdan uzaklaştırmaya çabalar fakat ne kadar doğrudur bilinmez. Herkes din özgürlüğüne sahiptir bu ülkede ve ister inanın ister inanmayın aslında kimse karışmaz. Herkes genelde hoşgörülü davranır. Fakat ufak ve cazgır bir kesim var ki sürekli olay çıkarma eğilimindedir. Müslümanlığı kavramayanların yarattığı basit olaylar işte. Dışarıda ödül almış insanlarımıza hep kötü ve fazlaca önyargılı davranıyoruz. Kimisi hak ediyor kimileride hak etmiyor. Nereden bilebiliriz ki. Ödüllerin çoğu siyasi anlam kazanmıştır. Her şey siyaset için yapılır hale gelmiştir. Ve bu tür şeylerden siyasi malzemelerde çıkarmakta çok doğaldır bence. Eğer hiçbir şey yapamayacağınızı düşünüyorsanız elbette hiçbir şey yapamazsınız. Gerektiği yerde konuşursanız ve yaptıklarınızın bir şeyi değiştireceğine inanırsanız ancak bir şeyler değiştirebilirsiniz. Bu ülkede inanç yok aslında. Bu garip gelebilir fakat inanmıyoruz eğer inanırsak her şeyi değiştirebiliriz halbuki. Bu pipicik davası nedir çözemedim fazlaca uzak kaldığım için olsa gerek. Çünkü ben herhangi bir yorum görmedim bu konuda. Eğer açıklayabilirseniz bana da sevinirim. Rahat bir yazım tarzınız var oldukça hoşuma gidiyor akıcılığı güçlü oluyor çünkü. Ayrıca boşverin eğer fazlaca muhalif tepkiler çıkıyorsa emin olun doğru bir şey yapıyorsunuz ve kalıpları yıkıyorsunuz demektir. Ne kadar ağırda olsa ne kadar saçmada olsa veya ne kadar boşda olsa herkesin her şeyi yazma özgürlüğü vardır kimse buna engel olamaz. Yeter ki başkalarının haklarına tecavüz etmeyin ve hakarette bulunmayın. Aslından aramızda kalsın ama bunları yapsanız bile buna hakkınız var. Her şeye rağmen yazmanız dileğimle... Teşekkürler yazı için.