9 Ağustos 2008 Cumartesi

humanistin irkcisi

sorgulama dahilinde asla ve kesinlikle kelimeleribende hep bi korku uyandirmistir bununla birlikte amerika asker gibi daha kafada beliren goruntulenebilen sozcuklerde ole tanistiim belcikali bi askerin uzun zamandir icimd e tuttugum duygularimi harekete gecirmesiyle yazinin cikis suresi basladi sanirim istanbul da dogdugumdan bahsederken istanbumun baskent i olup olmadiini sordu turkiyenin tabiki bunu bilmesi beklenemesdi herkesden konusma benim turk oldugum ve geldigim ulke ekseninde donerken bos buunup asker sozcugunun bende biras kotrku uyandirdiindan bahsettim bunun ustune duygusal bi korunma icgudusuyle olucak ki ; bana belcikaaskeri barisi korumak icin sizse savasmak icin varsiniz dedi ve ekledi bi bar in girisinde ki buyuk iri korumanin kimseyi dovdugunu gormemisizdir ama onun buyuk olmasindan korkulur iste belcika askerinin de yaptigi bu dedi bana benim bu konusmanin ardindan gelen repligimse ne kadar milliyetci oldu bilemiyorum ama mumkun oldugunca haymatlos bi cevap vermeye calistim ve turkiyenin baskentinin bile neresi oldugunu bimiyerek nasi bu kadr emin bi yargiya varaabildiginizi anlamadim dedim sanirim biras korumaci oldu solediin de en asindan turkiye ciin solediginde darbe istiyen bi toplum da yasadigimisi bilerek dogruluk payi olabilirdi fakat "barisi korumak" cumlesinde ki celiski den de soz edince hali hazirda yedigimiz yemek ortami gergin bi hal aldi bu gunu atlattiktan sora hayatimdaki insanlarin yogun israrlariyla serettigim iron man filmi de bu olayin ustune sanki haftamin temasi birileri tarafindan belirlenmis gibi benimle konustu sanki film,seyretmiyenler icin biras anlatiyim silah ureten buyuk bi amerikan sirketi nin sahibi basrol oyuncusu nun pouler ve onu tanitan arka arkaya kurgulanmis goruntuleriyle baslar film tony stark baris yanlisi vatansever amerikali seklinde ardindan onun isi icin etrafinda bulunan ve ona hayran askerlerden biri onun reslini cekmek isterken baris isareti yapar ve bunu yaparken cok derin bi amerikan esprisiyle sunu der barisi severim ama olursa isimi kaybederim nitekim bu adam yaptigi yanlisi anlar sirketindeki silahlar yasa disi yollardan "terorist" lerin eline gecer ve bunu duzeltmek icin silah uretimini durdurur ve bunu n en ii arkadasi bunu aldii bu tepkiye aynen sole cevap veriri ne oldu sana humanist falan mi oldun yoksa filmde dikkatimiceken ayrintilar bunlar oldu butun bunlarin yaninda erafimda ki amerikalilara karsi da bi tepkim oldugunu farkettim onlari daha az onemsiyo hatta bi pislik mis gibi davraniyodum sanrim kulturel anlamda bi cok ulkeden tanidiim insanlarin ve onlarin kendi kulturlerine ait yemekleri yada yasayis bicimlerini ogrenme cabasindayken bu multikulturel toplulugun icinde amerikali olanlarin herzaman tarafimca ezildiginin bilincindeyim herkesin yemeklerini tanittigi gunlerde onlarin suratina suratina koksuzlermis gibi baktigimi ve bundan tatmin oldugum duyusunu biliyorum buyaptigim irkciligin sinema filmlerinden yada bana ogretilen amerika duslmanligindan oldugunu dusunuyorum ii amerikan filmlerinin de varlgiini unutup sadece hollywodun yaptiklarina odaklanip amerikayi bi butun olarak gormenin yanlisligi icindemiyim bilmiyorum ama asker ve amerika sozcukleri hatta amerikali sozcugude en az yargi bildiren cumlerler kadar urkutucu geliyo kaldi ki bana yapilan irkciliga karsi avazim ciktigi kadar bagarabiliyoken bu yaptigim irkciligin beni ne kadar soz sahibi yaptigida tartisilir

17 yorum:

Zarpandit dedi ki...

haymatlos ne demek? gectıgı cumle ıcınde bır gereksınım yaratmasa da merak ettım.
bunun dısında amerıka dusmanlıgı-amerıkan ırkcılıgı(kıcımızdan terım uydurmayalım, sanem!) 11eylul hıkayelerınden beri dunyayı daha bır etkısı altına almıs durumda -imiş. tabı kı onceden de vardı, ingilizler hıc sevdıler mı amerika yı? sanmıyorum. çalıntı bır dıl kullandıklarını dusunduklerını bılıyorum ama en azından. kendını bir modaya kaptırmış olman sınırları zorlamadıgın surece senı bır ırkçı yapmaz zannımca- ki bu ırkclık olmaz zaten. (acilen buna baska bır tanım bulunmalı cunku bu meslekı olarak bızım agzımıza sıcan bır şey)
bir taraftan kendını bır kök arayısında hıssetmen ılgınc. kökün neresı ozan? bi fikrin var mı? turkıyede yasayan ınsanların bır fıkırlerının olabılecegını sanmıyorum. en azından cogunun. hepimiz bi yerlerden göçmüşüz. tanıdıgım cogu milliyetçi türk değil. hıcbırımız safkan degılız :) bunun la ılgılı bı gun bır karakomedı denen zamazıngoolardan cekmek ısterım.

sizin daha az fos yazılarınızı da beklıyoruz. nasılsa ben elımı etegımı bu elestrıden sonra buyuk olcude cekeceğim burdan - metin anlamında.

Adsız dedi ki...

Konuyla ne kadar alakalı bilemem ama aslında bize çizilen sınırların-manen- (bu da nasıl bişiyse ama buraya en çok bu uydu)- her ne kadar sembolik olduğunu düşünsemde bunları delmenin bazen beni ve benim gibi düşünenleri bile etkilediğini düşünüyorum.Mesela türkiyeliyim demek yerine dünyalıyım demek ne kadar tuhaf geliyor.Komik de ayrıca.Ama kendimi gerçekten bi yere ait hissedemediğim zamanlar şu ara çok sıklaştı.Topyekün bir kafa karışıklığı ve buhran havası kol geziyor.Ozan'ın bu yazısını nasıl bağladım ben hatırlamıyorum şimdi ama belki anlar işte beni tanıyan ne demek istediğimi:))
Diyorum kiii:))İçimize işlemiş artık bunlar söküp atmak için daha çok zamana ihtiyaç var...Oh be:))

augustusozan dedi ki...

senın benım kendı capımda eglendıgım ıı yazılr beklıyorus yorumumdan sora bunu yazıdıgın acıkca goruluyo bana kızarak bu denlı radıkal bı karar vermenın yanlıs oldugunu dusunuyorum senın ve yazıların hakkındakı genel dusuncemın bılıncınde oldugunu dusunuyorum ve ben senın yazılarını okumayı sevıyorum sımd bı egosal sorun yapıp bunu solemenın bı anlamı yok yandakı sohpet kutucgunda da belırttııgım gıbı sen ne zaman sosyal ıcerıklı bı yazı yazsan ben sana bulutların ustune cık dıyorum ve su an ben en az senın yazdıgın kadar sosyal ıcerıklı yazılar yazıyorum bu bı renktır soledıım de sadece kendımı elestırdıım ıcın yazdıgım bı yorumdur bana kızıp bu blogu neden var ettıgımızı unutmıyalım uzaktayıs ve bole tartısmalar yada yanlıs anlasmalar yersız bence ve ben gercekten kendıme yazdımm onu begenmıyorum cunku benden cıkan ıslerı sırf hareketlensın dıye yaazdıgım yazılar oluyolar genelde umarım bu yalıs algı senın verımını dusurmes haymatlos vatansız demek hıc bı vatanı olmıyan ınsanları assalamak ıcın kullanılan bı terım olmasına ragmen ben vatansızlıın assalanıcak bısıy dııl daha ozgur b durum oldugunu dusunuyorum bunun la bırlıkte turkum demek bıle yanında mılyon sıfatı beraberınde getırıyo kulturel anlamda koklerın arastırılması selınde dedıım de safkan bı kok dııl sadece kulturel anlamda yanı etnık bı arayıstı

Adsız dedi ki...

Yazıyı biraz kopuk buldum nedense sanki bir yerde bir şeyler eksik. Belkide bu aralar sürekli yer değiştirdiğim ve kısa süre içinde okumaya çalıştığım içinde bana öyle gelmiş olabilir. Yurtdışına çıkarsak diğer ülkelere bakış açısının çok fazla değiştiğini görebiliriz. Eğer eleştirdiğimiz ülkede yaşamıyorsak veya onun hakkında iyi bir bilgimiz yoksa yanlış yorumlamamız olasıdır. Çünkü kulaktan dolma bilgiler ve bulunduğumuz yerdeki medyanın bizi yönlendirmesi(kısaca siyaset aslında bu) buna sebebiyet vercektir. Ülkemizin dışarıdan savaş yaratma potansiyeli yüksek bir ülke gibi gözükmesi birçok nedenden kaynaklanabilir. Örneğin askerliğin zorunlu olması, ortadoğu veya balkanlar gibi karışık bölgelere yakın olduğumuz için etrafta olan tüm savaşlara asker göndermemiz, terörizm olduğu için sürekli çatışmaların gerçekleşmesi ve belkide tarihte üstlendiğimiz roller ve bize bakış açıları. Fakat hepimiz biliyoruz ki biz savaş yaratmaya değil barışı korumaya çalışıyoruz. Sanırım Atatürk'ün barışla ilgili o sözünü hatırlatmam gerekmiyor.(Aslında o söz farklıda algılanabilir veya yorumlanabilirde yani bazen farklı gelebiliyor bana). Amerika ırkçılığı(gerçektende çok saçma ileride değineceğim buna) yapmak ise dış dünya baskıları ve siyasetinden kaynaklanıyor. Ülkemizde de bundan çokça bahsediliyor. Aslında bende kendilerine bayılmıyorum çünkü sömürge devleti ve dünyada yaptıkları belli. Fakat orada yaşayan insanların hepsinide suçlamak veya katletmeyi düşünmekte bana kalırsa delilik. Aslında bu fanatizm yani bağnazlık. En az yobazlık kadar kötü bir şey yani. Zarpandit hanımın aksine aslında bunun bir moda olmadığını ve tarihsel süreçte hala var olduğunu düşünüyorum. Açıkcası ülkemizde yaşayan insanların köklerini bulmaları biraz zor fakat eğer çok eski değilseniz bulabilirsiniz ya da toplu göç etmişseniz o zaman bilinebiliyor. Örneğin bende çok merak ederim büyük bir kısmını bilmeme rağmen gerçektende ne kadar geriye gidebilirim bilmiyorum. Ama şu var ki kökenimi öğrenmeye başladığımda kendimide daha iyi anlamaya başladım çünkü çevresel etmenlerin karekteristik davranışlara etkisi büyük. Birde o hikayeleride dinlemek açıkcası zevkli oluyor. Bilmediğiniz bir yere gitmek ve birazda bunu zorunlu yapmak ve daha sonra oraya alışmak için çabalamak... Sanırım bütün bunlar insanın yaşama ne kadar tutkun olduğunu gösteriyor. Zarpandit hanımın yorumunda bir şey düzeltmek istiyorum. Sanki orada milliyetçilikle ırkçılık biraz birbirine girmiş gibi. Millet; çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus anlamında iken; ırk; kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğudur. Yani milliyetçilerin aynı ırktan olmaları gerekmez. Kısaca safkan olmamızın bir anlamı yoktur milliyetçi olmamız için. Nagita'nın yorumuna gelirsem ise; aidiyetlik duygusu bir şeyleri eksik veya yarım kalmış insanlarda ortaya çıkar. Bir şeylerinizi kaybettiyseniz onu bulduğunuz yerde ben sanki buraya aidim diyeceksiniz. Türkiyeliyim kadar da saçma bir sözcük yok bana kalırsa çünkü bu Rusyalıyım ya da Azerbaycanlıyım gibi komik oluyor. Çünkü Türkiye bir kıta veya bölge adı değil aksine bir devlet adıdır belirtmek isterim. Asyalıyım veya Afrikalıyım diyebilirsiniz hatta sizinde dediğiniz gibi dünyalıyım diyebilirsiniz fakat Türkiyeliyim demeniz oldukça yanlış oluyor. Şu da var ki beni ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum ama ben astronomi okumaktayım. Ve açıkcası bazı bulgulara ve bu bulguları değerlendiren astronomlara göre belkide dünyalıda değiliz başka bir yerden buraya gelmiş olmamız olası hemde bu yer; Güneş Sistemi'nin dışı veya sınırları. Augustusozan beyin yorumuna gelecek olursam ise -tersden başlıyacağım- vatansız olmanız bana kalırsa sizi özgür yapmaz. Buna nasıl vardınız bilmiyorum ama bir yerden olabileceğini tahmin ediyorum. İnsanlar genelde önyargılıdır ve sanırım sizde öylesiniz bazı kelimelere başka anlamlar yüklemişsiniz veya yüklenmiş ve sizde bu anlamlardan kurtulup kelimenin özüne bakamıyorsunuz. Bu yüzdende size Amerikalı deyince birisi hemen aklınıza yüklenen veya yüklediğiniz anlamlar geliyor. Karşıdaki kişinin Amerika kıtasında yaşadığını anlatmak için kullandığı kelimeden gittikçe uzaklaşıyorsunuz. Vatanınızın olması size bir sıfat yüklüyor ve bazı (aslında çoğu) insanda sizin gibi düşünüp sizi aşağılayabiliyor. Fakat siz özünüzü ve ne yapmak istediğinizi bilirseniz, sanırım bu kendine güven oluyor, o zaman karşınızdaki insanlarada belki bazı şeyleri fark ettirebilirsiniz. Bu aynı kötü bir namı olan soyad taşımak veya doğumyeri sevimsiz bir şehir adı olması gibi. Açıkcası bana kalırsa iki seçiminiz var; ya tüm yanlışlarına rağmen sevip onu kabul edeceksiniz ve yanlışları tekrarlamadan düzeltmeye koyulacaksınız ya da tamamen ondan kurtulacaksınız. Bence siz size yaklaşan insanların hiçbir şey düşünmeden tamamen temiz bir düşünce ile yaklaşmasını istiyorsunuz, akıllarına hiçbir şey gelmeden konuşmak istiyorsunuz belkide. Sizle konuşunca sizi keşfetmelerini istiyorsunuz,sizin anlattığınız kadar sizi tanısınlar istiyorsunuz bundan önce herhangi bir görüşleri olmasın istiyorsunuz. Fakat bu pek mümkün değil günümüzde bunu yapabilen çok az insan kaldı düşüncesindeyim çünkü sürekli insanların kötü davranışlarından bahsediyoruz sürekli birbirimize yabancılaştırıyoruz sonrada birbirimizden korkuyoruz. Sürekli duvar örmekten birbirimizi anlayamaz olduk duvara göre birbirimizi kıyaslar olduk malesef. Haddime düşmeyerek Zarpandit hanımada buradan bir şeyler söylemek istiyorum. Lütfen yazmaya devam edin! Bende yazılarınızın devamını istiyorum her ne kadar fazla özel bulsamda çaktırmadan kendimide keşfedebiliyorum bunun ayırdına vardım. "İnsan ancak başka bir insanda kendini tanır." (Sanırım Goethe idi sözün sahibi) buraya kadar olan yeri özetliyor. Yalnız şu da var ki eğer içinizden geliyorsa yazın gelmiyorsa yazmayın. Bana kalırsa içinize dönüp bakın gerçekten ne istiyorsanız onu yapın. Kimsenin etkisinde kalmayın kimsenin sözüne aldırış etmeyin sadece istediğiniz gibi yapın/yazın...Bu blogun nasıl Augustusozan beyin yazılarına ihtiyacı varsa aynı şekilde sizinde yazılarınıza ihtiyacı var belirtmek isterim...

augustusozan dedi ki...

kavramlarinozellikle millet kavraminin okul kitaplarinda ki tanimlari kadar sinirli olmadiini dusunuyorum bununla birlikte yazidaki kopukluun farkindayim aslinda iki durum arasinda ki gecisi ii veremediimi bende yazdiktan sora farkettim haymatlosa gelince vatansizliin sifatlari beraberinde getirmiycegini savunabilirim hala bununla birlikte koklerin, kulturlerin meraki yada felsefesi ydi asil bahsettigim yer nedesne ari irk yada buna benzert bi noktada goruldu sanirim amerikan irkcilii sozunun sartlanmasindan bununla brlikte u konuyla ilgili yeni tanistigim bi filolokla konusurken farkettimki cok amerikan karsiti soz kullaniyorum hala solediime yakin bi dusuncede olsamda konustugum filologun amerikali olduunu konusmanin sonunda ogrenip yeterince utandim ne kadar sorun olmadiini solesede durumun farkinda olduunu solesede gercekten utadim irkcilik icinde olduum sorgulamasiydi solediim dogrulugu da soru olarak sundugum??

Adsız dedi ki...

Bana kalırsa vatansız oluşunuz sizin etnik kimliğinizi değiştirmeyecek. Sonuçta nereye ait olduğunuz veya nereden geldiğiniz önemli değil. Önemli olan kökeniniz ve kültürünüz. Sonuçta vatansız bir Türk de olsanız, Japonda olsanız, Çingenede olsanız, Kürt de olsanız fark etmez. Sonuçta kimliğiniz belli çünkü bütün bunlar bakışınıza, duruşunuza ve hatta görünüşünüze kazınmıştır. Yinelemek isterim ki devletlerin duruşu o ülkede yaşayan herkesin duruşunu temsil etmez yalnızca çoğunluğun bu yönde olduğunu gösterir.(Seçimle başa gelmiş ve demokratik bir toplumsa eğer) Sanırım en başta karşımızdakine insan olarak yaklaşmayı daha sonra ülkesine göre değerlendirme yapmamız gerekiyor. Açıkcası sizin bu durumunuzdan bunu anladım.

augustusozan dedi ki...

teorid devletin durusu gostermiyebilir prztik hrzaman buna hizmet etmiyo burda karsilastigim turk sifati ve akabinde ki ozan tasfirleri deneyimlemem bunun gostergesi dir

Adsız dedi ki...

Aslında devletin duruşunda birde kişisel çıkarımlarda var sonuçta siz yabancı bir milletten tanıdığınız birini o ülkede yaşayanlarla bir hayal ediyorsunuz. Bütün japonlar iyidir gibi bir çıkarım yapabilirsiniz örneğin ama bu ne kadar onları temsil eder bu düşündürür elbette. Nasıl ben daha önce İzmirliler hakkında çıkarımlarda bulunduysam aynı durum milletler arasında da mevcut. Bu kesin doğruyu göstermesi bakımından değil ortak davranışları temsil etmesi bakımından önemlidir. Eğer mümkünse karşılaştığınız Türk sıfatını söyler misiniz ve bununla birlikte Ozan tasfirlerinide. Bize nasıl bakıyorlar gerçekten bizi nasıl görüyorlar? Dışarı göstermek istediğimizden ve yaşadıklarımızdan ne kadar farklı şeyler görüyorlar orada?

Zarpandit dedi ki...

ben yorumları okumada bıraz gecıkıyorum o yuzden gerıden takıp halındeyım. sunu soylemek ısterım cenk bey, ırkcılık ve mıllıyetcılık kavramlarını hepımız bırbırımızden ıyı bılıyoruz. onemlı olan nokta bu kavramların sozluk karsılıklarını bılmek degıl, kavram kargasası yaaratmadan bir sonuca varabılmek. benım yorumlarınızda, en azından bu yazıyla ılgılı yorumlarınızda gordugum tek sey ıse anlamsız ve sureklı bır kavram kargaşası. uzgunum. fakat sunu merak edıyorum, kendınızı nasıl tanımlıyorsunuz? cok net bır etıket yapıştırmanız gerekse alnınıza bu ne olurdu? cunku ben anlattıklarınızdan ve bugune kadar anlatmöıs oldugunuz herseyden bır butun olusturmak ve sıze bır profıl yaaratmakta zorlanıyorum. alacagım potansıyel politik cevabı bılıyorum aslında ama gercekten yanıtınızı merak edıyorum. lütfen politik olmak yerıne cesur olsun

Zarpandit dedi ki...

ee sunu da eklemek ısterım kı "moda" zaten tarıhsel surecte vardır. hiç çıkmaz.belkı de modadan kastım defıleler degıldır, olabılır mı? sızın gıbı derın sozluk bılgısıne sahıp bırının bunları bılmesını beklerım cenk bey.

Adsız dedi ki...

Öncelikle moda kavramına bir açıklama getirmek istersem moda deyince geçici oluyor fakat bana kalırsa bu sürekli olan bir durum. Burada onu anlatmak istedim. Sakın beni yanlış anlamayın sizi ezmek ya da bilgiç taslamak için yazmıyorum bunu bazı şeylere açıklama getirmek için yazıyorum bütün bunları. Yoksa farklı bir anlam içermiyor yazdıklarım. Bu gibi şeylerden prim yapacağımı ya da yapabileceğimi düşünmeniz açıkcası beni üzdü. Sanırım kendimi daha da iyi tanıtmalıyım sizlere. Açıkcası bütün o sözlük bilgisi dediğiniz şeyler bildiğimden değil aksine hiç bilmediğimden. Tam olarak kavrayamıyorum bile çoğu zaman, bu yüzden sözlüğü açıp okuyorum ve ona göre yazıyorum. Anlamlarınıda yazıyorum ki düşündüğüm kavram burada yazan tanımdan ortaya çıkmıştır diye. Birde size şunu söyleyeceğim madem kavramları iyi biliyoruz neden o zaman farklı algılıyoruz yazdıklarımızı sizce sorun nerede? Sorunuz o kadar karmaşık ki her yönden farklı bir örnek verilebilir. Sözlerimde cesur olacağımdan şaşmayınız çünkü korkacağım bir şey yok karşımda. Ya da sizden çekinecek değilim. Alnıma bir etiket yapıştırmak isteseydim bu boş beyaz(bütün renkleri barındırdığı için) bir sayfa olurdu. Ama illa ki bir simge koymam gerekseydi bu da altı ok olurdu. Kısaca Atatürk devrimleri. Ve Atatürk'ün kendisi olurdu. Eğer sorduğunuz şey siyasi yönden ise bu da liberal(yalnız lütfen bunu ülkemizdekilerle kıyaslamayın yoksa beni yanlış tanıyabilirsiniz) olurdu. Şimdi burada da bir çelişki olduğunu düşüneceksiniz büyük bir ihtimal. Hiçbir kalıba girmediğim doğrudur çünkü ben hiçbir kalıbı hatasız ve mükemmel bulmuyorum. Beni anlatabilen şeyler pek yok açıkcası size böyle direkt gösterebileceğim. Uzun lafın kısası ben hiçbir şeyim. Alnımda koca bir hiç de yazabilir. Yani bu nasıl anlatılır bilemiyorum açıkcası. Açıkcası izninizle bende size bir soru sormak istiyorum neden bahsettiklerimden bir bütün oluşturmaya çalıştınız veya neden bana bir profil yaratmaya çalıştınız? Birde kavram kargaşasından bahsetmişsiniz yanlışlarım olabilir lütfen bunları düzeltiniz ancak o zaman bir ilerleme kaydedebiliriz. Bundan herhangi bir çekince veya rahatsızlık duymam. Hatırlarmısınız bilmiyorum ama buraya ilk geldiğimde beni eleştirin dedim hatta elinizden geldiği en ağır şekilde eleştirin dedim asla bundan rahatsızlık duymam. Nedense yazınızın içinde kızgın ve sinirli bir tavır sezdim. Ayrıca bazı şeyleri ima etmektense açıkca yüzüme söylemenizi beklerim. Samimiyet duygusundan siz bana bahsederken sizin bu duruma düşmeniz sizin samimiyetiniz açısından beni düşündürdü açıkcası bunuda belirtmek isterim. Eğer yanlış anladığım veya değerlendirdiğim şeyler varsa lütfen düzeltiniz.

augustusozan dedi ki...

bende zun amandir giremedigim icin bi nce turk ve ozan kavramiyla olan soruya cevap vererek basliim bi ustte le monde gazetesinin sosyolojik olarak kendi ccapinde verdigi ccikarimlar turk kavraminin iimser olann bolumu cok daha kotu irkciliga magrus kaldigimi solemeliyim ben turk yerine ozan in turk olmasi durumunu gstermye calisiyorm sadece

Adsız dedi ki...

Açıkcası ırkçılığa maruz kaldığınızı söyleyince aklıma şu soru takıldı. Türklerden neden bu kadar nefret ediyorlar? Bu soruya cevap verebilir misiniz? Ya da bu konuda herhangi bir bilginiz var mı? Çünkü bir şeyi yok etmek istiyorlarsa illa ki bunun bir nedeni vardır...

Zarpandit dedi ki...

cenk bey olabıldıgınce acık bır dılle yazmaya calısıyorum yorumlarımı bir kızgınlık sezdıysenız o kızgınlıktır ve bunu hıssettırmek benım samımıyet anlayısıma dahıldır. yıne de tesekkur ederım.

augustusozan dedi ki...

bu ırkcılıgın sebebı oraya 1960 larda gelen goc le yerlesmıs turk yada fas kokenlı ınsanların benım turk sıfatımı presente edıslerıdendır cokta hos ınsanlar olduklarını solıyemem acıkcası

Adsız dedi ki...

Rica ederim Zarpandit hanım. Görünüşe göre cesaret anlayışınızı tatmin edebilmişim. Bende dürüsütlüğünüz ve samimiyetiniz için size teşekkür ederim. Samimiyetinizden bahsederken, bu kızgınlığınız değil üstü kapalı söylemlerinizdi, sanki bir şeyler gizlemişsiniz gibiydi kelimelerin arasına. Farklı bir şey anlatmaya çalışmıştım fakat yine becerememişim anlaşılan açıkcası daha da garibi artık buna şaşırmıyorum. Augustusozan bey cevabınız için teşekkür ederim. Sanırım daha önceden büyük bir önyargı oluşmuş, gerçektende bunu kırmanın zor olduğunu düşünüyorum. Size kolay gelsin umarım bazı şeyleri düzeltebilir kimi önyargıları ortadan kaldırabilirsiniz...

augustusozan dedi ki...

tesekkur edereim gercektenzor oldugunu soliyebilirim