13 Eylül 2009 Pazar
radikalden bir yaziyla bloguma tekrar doner gibi yapmak...
Alan Turing'den özür dilemesini bilmek
Birleşik Krallık Başbakanı Gordon Brown, uzunca bir zamandan beri devam eden bir özür kampanyasına katıldı ve ünlü matematikçi Alan Turing’den ülkesi ve hükümeti adına resmen özür diledi.
Peki ama kimdi Alan Turing ve ondan neden özür dileniyordu?
Bu yazıyı bir bilgisayarda yazıyorum. Bugün bilgisayarların olmadığı bir hayatı hayal bile edemiyoruz, çünkü her yanımız onlarla dolu. Otomobilimizde de, çamaşır makinemizde de, telefonumuzda da.... kısaca her yerimizde bilgisayarlar var.
İşte o bilgisayarları borçlu olduğumuz kişinin adı Alan Turing. Daha 1936’da yazdığı makalesiyle sadece matematikle (ve onun felsefesiyle) uğraşanlar için değil, bilgisayarlara da bir çığır açtı Turing. O sırada
24 yaşındaydı.
Tek katkısı bu da değil Turing’in. İkinci dünya Savaşı’nda Almanya İngiltere’yi yenemediyse, Alman denizaltılarının Britanya adası etrafındaki muazzam kuşatmaları yarılabildiyse ve Almanya deniz savaşını kaybettiyse bu da biraz da Alan Turing sayesinde oldu.
Çünkü Turing o sırada Almanya’nın kullandığı üstün şifre makinelerinin şifrelerini kıran birimde, efsanevi Bletchey Park’ta, oradaki efsanevi 8 numaralı kulübede (Hut 8) çalışan ekibin başındaydı.
Turing, ‘Enigma’ adı verilen şifre makinelerinin ürettiği metinleri çözüp okuyabilmek için dünyanın ilk bilgisayarını (Bombe) tasarladı ve üretti.
Bu makineler sayesinde Alman şifreleri çözüldü, Alman denizaltılarının o an nerede olduğu ve nereye saldırmaya hazırlandığı ortaya çıktı, deniz savaşı kazanıldı.
Savaş sonrası, tarihin ilk hafıza sahibi proglamlanabilir bilgisayarının bütün teorik temellerini ortaya koydu.
Bütün bunları yaptı ama Birleşik Krallık 1952 yılında onun hayatını kararttı. Turing bir homoseksüeldi. O sırada çalıştığı Manchester Üniversitesi’nde, bir akşam sinemada bir delikanlı ile tanıştı. Aralarında ilişki başladı. Sonra o delikanlı Turing’in evini soymaya kalkıştı. Turing polise gidip şikâyet etti ve bu arada kendisinin homoseksüel olduğunu, delikanlıyla da ilişkiye girdiğini kabul etti.
Onu, 1895’te ünlü yazar Oscar Wilde’ı yargılayıp mahkûm ettikleri yasa maddesinden yargılayıp mahkûm ettiler. Önüne iki seçenek kondu: Hapse girmek veya kadınlık hormonu (östrojen) iğneleri yoluyla kimyasal olarak hadım edilmek.
O iğneyi seçti. Ama hormon vücudunda değişimlere sebep oldu. Ünlü ve başarılı bir maraton koşucusuydu,
koşamaz hale geldi.
Hükümet gizli yerlere girme ve bilgiye erişme izinlerini iptal etti.
Homoseksüel diye suçlu ve hasta muamelesi gördüğü yetmezmiş gibi potansiyel vatan haini yerine de konuyordu.
1954’te bir akşam bir elmayı önce siyanüre batırdı, sonra da onu ısırarak intihar etti.
İntiharında en sevdiği masal olan ‘Pamuk Prenses’ten esinlenmişti.
Çok sayıda insan bugün Apple (elma) bilgisayarlarının logosunda yer alan ucu ısırılmış elmanın Turing’in kendine seçtiği intihar yönteminden geldiğine inanır.
Apple’ın logosu oradan mı geliyor bilinmez ama Turing’in Apple başta olmak üzere bilgisayarların varolmasını sağladığı inkâr edilemez bir gerçek. Ve bundan sadece 57 yıl önce İngiltere’de homoseksüelliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık ve suç sayıldığını bilmek bir başka inkâr edilemez gerçek.
Yaşadığımız dünyaya ve tek tek her birimizin hayatına Alan Turing kadar doğrudan etkisi olmuş az sayıda bilimci var. Ve Birleşik Krallık hükümeti geç de olsa nihayet Alan Turing’in katkılarını kabul edip ondan özür dilemesini bildi.
Bu da bir başka erdem!
Ismet Berkan
26 Mart 2009 Perşembe
simdlerde secim nedeniule sanirim bi cok parti kendi ideolojilerini ortaya koymaya basladi utopyalar cenneti herkesin kafasinin icinde donen harika dunyalar vaadedilen cennetler var biz zavalli babil insaatcilari icin fakat unutulan utopya kavramini ortaya koyan ilk kitap in utopya eskizinde bile koleler vardi altin takan koleler su an sa kolelik herkesin asla lafini bile etmedigi bi kast sistemi olarak mevcut bazen kendi simdi kendi utopyalarinda gozlerinden kacirdiklari bu denli kolelik lerin olma ihtimali ne bunun sorgulamasini yapan birileri varmi acabaa tanri olmak adina yapilan bu tur oyunlarin fazla ozveri dolu olmadiklarini hatirliyalim tanri kendi yuksekliginde bile insana tahammul edemiyen bi varlikken insanin da bundan farkli olmadigini biliyorus hamam bocekleriyle oynayip onlarin kanatlarini koparmasi gibi tanrini insanla oynamasi tanrinin bole bi kosusturma icinde neden ben birine tanri olma ihtimalini suniim tepsilerde doga ya da sosyal gruplar gibi surekli kendi tanrisini yada baskanlik edicegi birini ararmi acabaa yada bu ozgurlugun agar gelme hali mi bize bi ezilen durtusu mu bu bizimki simdi bi "ulu onder " ciksada biz de takip etsek hali ille de birilerini tanrilastirma istegi cok rahat gozun kapali sorgusuz daha az rahatsiz edici daha once ki yazilarda da dedigim gibi sorgulamasaydim daha mutlu biri olucaktim babamin tuttugu takimin ne oldugunu bilebilseydim arkadaslarim olucakti herkese inansaydim herkes gibi begenilerim olsaydi kaybolablirdim herkes icinde evet ozan gene egosal masturasyonunu yapiyo etrafi kirletmeden orgazmini oluyo sanirim bu yazida da farkli olma kaygilariyla blogun varolusunu siktir edip su ara ihtiyaci olan ego sunu alip yazisini bitiricek sadece yazmis olmak icin ortaya karisik sacma sapan bi yazi yazdim sanirim ayniseyler ustunden surekli ayni seylerden bagsederek aslinda belkide ben sadece iki senelik bi yaziyim daha fazla diil tukendigim noktalar icinde bu kadar benden alicaklari bu insanlarin sadece tanri ego ve bos sorgular ucgeninde konusuyorum kurdugum cumlelerin gideri baska bi yer yok
19 Şubat 2009 Perşembe
blogtaki herkez icin gercekten kotu gunler gectiysede yasamak icin kendime yeni sebepler aradigim bu gunlerde blogta yazi yazmak ta bunlar dan biri mi acabaa sorgusuyla bole bi karalamaya giristim merak edenler icin soluyorum askerlik raporumu aldim rapor un ustunde "barista ve seferde askeregitmeye elverisli degildir" yaziyo bu konuda kismi bi mutluluk yasasamda bitti en sonunda raporu almak brukselden dondugum surec icinde ulasmaya calistigim tek seydi su an ise turk erkeginin askerligini bitirdikten sora (turk erkegi- ha siktir lan naapicam ben simdi) dedigi noktadir ne mutluluk ne de mutsuzluk hissediyorum yasadigim her duyguyu sindirmek gerektigini dusunmeme ragmen su an duygusuzluk yasiyorum hayata kendimi bagliycak bisiyler ariyorum