26 Mart 2009 Perşembe

metropolis


simdlerde secim nedeniule sanirim bi cok parti kendi ideolojilerini ortaya koymaya basladi utopyalar cenneti herkesin kafasinin icinde donen harika dunyalar vaadedilen cennetler var biz zavalli babil insaatcilari icin fakat unutulan utopya kavramini ortaya koyan ilk kitap in utopya eskizinde bile koleler vardi altin takan koleler su an sa kolelik herkesin asla lafini bile etmedigi bi kast sistemi olarak mevcut bazen kendi simdi kendi utopyalarinda gozlerinden kacirdiklari bu denli kolelik lerin olma ihtimali ne bunun sorgulamasini yapan birileri varmi acabaa tanri olmak adina yapilan bu tur oyunlarin fazla ozveri dolu olmadiklarini hatirliyalim tanri kendi yuksekliginde bile insana tahammul edemiyen bi varlikken insanin da bundan farkli olmadigini biliyorus hamam bocekleriyle oynayip onlarin kanatlarini koparmasi gibi tanrini insanla oynamasi tanrinin bole bi kosusturma icinde neden ben birine tanri olma ihtimalini suniim tepsilerde doga ya da sosyal gruplar gibi surekli kendi tanrisini yada baskanlik edicegi birini ararmi acabaa yada bu ozgurlugun agar gelme hali mi bize bi ezilen durtusu mu bu bizimki simdi bi "ulu onder " ciksada biz de takip etsek hali ille de birilerini tanrilastirma istegi cok rahat gozun kapali sorgusuz daha az rahatsiz edici daha once ki yazilarda da dedigim gibi sorgulamasaydim daha mutlu biri olucaktim babamin tuttugu takimin ne oldugunu bilebilseydim arkadaslarim olucakti herkese inansaydim herkes gibi begenilerim olsaydi kaybolablirdim herkes icinde evet ozan gene egosal masturasyonunu yapiyo etrafi kirletmeden orgazmini oluyo sanirim bu yazida da farkli olma kaygilariyla blogun varolusunu siktir edip su ara ihtiyaci olan ego sunu alip yazisini bitiricek sadece yazmis olmak icin ortaya karisik sacma sapan bi yazi yazdim sanirim ayniseyler ustunden surekli ayni seylerden bagsederek aslinda belkide ben sadece iki senelik bi yaziyim daha fazla diil tukendigim noktalar icinde bu kadar benden alicaklari bu insanlarin sadece tanri ego ve bos sorgular ucgeninde konusuyorum kurdugum cumlelerin gideri baska bi yer yok

bu kadar sadece bundan ibaret daha mutlu anlarda tekrar yazmak uzere

14 yorum:

cenkkayhan dedi ki...

Mutlu anlar mı? Yapmayın lütfen mutsuz anlarınızda da çok güzel yazdığınızı gördük. Ruh haliniz yazdığınız şeyin içine her zaman gizleniyor. Hatta direkt duygularınızı bazen belirtmesenizde tahmin ediyorum okuyucular kavrayabiliyor. Zaten çok az yazmaya başladınız en azından bundan olmayalım... Yazdığınız iki kelime veya iki cümle başkalarının hayatını o kadar etkiliyor ki hala bunu kavrayamıyorsunuz ya da umursamıyorsunuz. Bambaşka şeylerle uğraşabilirsiniz bir şey yazmak için ama bu yazmış olmak için yazmak olabilir. Halbuki hayatta gördüklerinizi düşündüklerinizi ve hissettiklerinizi aktarsanız başka bir şeye gerek yok. Sanal alemin sanal insanları olarak sahte isimler kullanarak, dürüst olmayarak, insanlarla dalga geçerek, daha ne kadar iğrençleşirim diyerek zaten yeterince kirletiyoruz etrafı. Sizin yazdıklarınız çoğu zaman o kadar masumane kalıyor ki diğerlerini görseniz şaşarsınız belkide farkındasınız. İnsanlar hep önde birisinin olmasını istiyor nedense kendileri yapabilecekken başkalarının yapması daha iyi geliyor onlara. Belki tembelliklerinden belkide gerçekleri kavrayamadıklarından. Hiç kimse farkında değil ama her bir insan bu dünyayı değiştirebilecek niteliğe sahip. Herkes birbirini o kadar çok etkiliyor ki anlatamam. Çemberin içinde olmaktan etrafta aynı şeyleri görüyoruz bir türlü kıramıyoruz çemberleri ya da dışına çıkmaya çalışmıyoruz. İnsanoğluna tarihte her zaman insanoğlu yardım etmiştir. Ya soyumuzu tüketeceğiz ya da devam ettireceğiz. Bu o kadar basit ve bu karar tamamen bize bağlı. Gittikçe anlamsızlaşan dünyada umarım soyumuzu tüketiriz çünkü gerçek anlamda insanoğlunun bu denli yaşamasının bir anlamı olduğuna inanmıyorum. Seçilmek ya da seçmek ise tercih meselesi bu sevişeceğin kişiyi seçmek gibi bir duygu. İnsan neden tercih yapar? bence bu sorunun cevabı önemli... Anlamadığımız şeyler üstünde çok fazla hüküm veriyoruz bu da bizim önümüzü görmemizi zorlaştırıyor. Bu yüzden köleler vardı o kitapta. Arada da olsa bir şeyler yazdığınız için teşekkür ederim.

augustusozan dedi ki...

insanlar neden tercih yapar insanlar tercih yapar mi ? yada terch yapmak nedemek kavrain mahkumu yazisi bu soruya cevap veriyo sanirim insanlar tercih yapmazlar tercihe yapak zorunda birakilirlar .....
yaziyi yazdigim gunden beri her gun bloga girip birilerinin bakmasni beklerken hosuma gitti en azindan birilerine ulasabildigimi gormek sevindirici benim icin okudugun ve yorumun icin ben tesekkur ederim asil

cenkkayhan dedi ki...

Rica ederim, bu konuda hiç şüpheniz olmasın bazen gecikebilirim okumakta ama mutlaka bir ara okurum... Tercih yapmaya zorlanmıyor bence çünkü alternatif yollar bulabiliyor kendine yani kendine gösterilenle hiçbir zaman yetinmiyor insanoğlu. Yaşamakla ölüm arasında seçim yapmak derseniz alternatif yol ölü gibi yaşamaktır. Aynı renklerin karışımı gibi işte siyahla beyazı karıştırır bir yol bulursunuz. Elbette yolunuzun içinde biraz siyahtan birazda beyazdan olacaktır pek farklı olmayacaktır. Yalnız şunuda unutmamak gerekir ki mavi ile sarı arasında tercih yaparken alternatif yol yeşilde olabilir... Biz istediğimiz için buradayız kim ne derse desin eğer biz istemezsek bu dünyada olmayız. Her şeyi insanın kendisi yönlendirir dışarıdan gelen yönlendirmelere karşı da ortaya koyacağınız tepki ile yine siz yönlendirirsiniz her şeyi.

Ömür Yanıkoğlu dedi ki...

Merhabalar! Ben de cenkayhan gibi gecikebilirim yazılarınızı okumakta ve yanıt vermekte... Ama mail kutumda baktığımda ilk aradıklarım [Cake A La Mode] ile başlayan mesajlar oluyor :)

Ben bu seçme ve seçilme olayıyla pek alakalı değilim aslında.. Bu yüzden söyleyecek fazla birşey bulamıyorum.. Ama cenkayhan'ın kurduğu bir cümle, "mavi ile sarı arasında tercih yaparken alternatif yol yeşilde olabilir" cümlesi bana şu soruyu hatırlattı:

-bir ankette miydi bilemiyorum, hikaye ve detaylar aklımdan çıkmış-
"Çok paranız olmasını mı istersiniz yoksa çok sağlıklı olmayı mı?"

Bu da bir seçim sorusu gibi geliyor önce ama cevap ikisi de olmalı :)

***

Ben bunları yazarken arkadaşım benzer bir soruyu bana sordu, çok mu alakasız yazıyorum bilemiyorum ama sizin bundan hoşnut olacağınızı umarak yazıyorum gerçekten:

"Çok kötü hava koşullarının ulaşımı çok zorlaştırdığı bir günde arabanızla giderken yolun kenarında ağır yaralı bir adamı, daha önce sizin hayatınızı kurtarmış olan ve yolda kalmış olan bir doktoru ve durakta otobüs bekleyen aşık olduğunuz kızı görseydiniz ve arabanızda bir kişilik yer olsaydı ne yapardınız?"

Bu soruyla ilk kez karşılaşıyorum ben ama cevap benim için aşikar...

Sevgiler...

augustusozan dedi ki...

sorularin ve celiskilerin fazlasiyla dunya ve insandan uzak oldugu icin yazdigimla fazla iliskili bulmadim bu yuzden cok bisey diyemedim daha once insan ve varolusuyla ilgili yazdigim yazilari okursaniz cok sevinirim insan dogasi geregi bencil ve egosantrique bi varlik tir bunun kabul edilmesi gerekir yargilarla konusmak istemesdim ama sanrim bu tabumu da yikiyorum bu soledigimle yada kendi kurallarimdan siyriliyorum tesekkur ederim yorum icin mutlu oldum

cenkkayhan dedi ki...

Genelliştirmelerden uzak duran yazarın sonu derim ben buna :D İnsan doğası diye bir şey yok, çünkü hoppadanak diye dünyaya gelmemişiz o yüzden evrenin doğası olabilir her şey bir aradadır ve herkes ve her şey birbirini etkiler... İster kelebek etkisi yaratsın ister nükleer silah etkisi yaratsın... İnsan doğasını ve insanı anlamak için var oluşumuzu ve bizi etkileyen yani direkt davranışlarımızı ve kişiliğimizi şekillendiren çevresel faktörleri çok çok iyi anlamamız ve bilmemiz gerekli... Felsefe yaparsak bildiğimiz ve düşünebildiğimiz kadarıyla konuşuruz ve bunların bir kısmı gerçekte var olmayabilir fakat işin içine bilimi ve sanatı katarsak ancak o zaman belki augustozan bey gibi genellemelerde bulunabiliriz ki bu %100 lük bir kesinlik kazandırmaz bize. Augustusozan bey insan bencildir derken neyden yararlandı bilmiyorum o yüzden ona bir şey diyemiyorum tabiki ama merakta etmiyor değilim :) "Hayat bir alem!" in söylediklerine de şunları eklemek istiyorum benimki alternatif bir yoldan çok hayatın gerçekliği...Çünkü ancak filmlerde iyiler ve kötüler kesin sınırlarla bellidir ve seçimlerde aynen öyle fakat gerçekte iyiyle kötü içiçedir kimi zaman iyi kimi zaman kötü biri olabilir bir insan hatta aynı anda da olabilir bu her ikisini... Sorunuza cevabende şunu derdim: arabadan inerdimve iki kişilik yer açılırdı hatta imkanım varsa diğerlerini de indirir hepsini alırdım... Ya da arabayı doktora verirdim yaralıyla gitsin diye bende kız arkadaşımın yanına gider birlikte otobüs beklerdim :) Sonuçta hayatımı var eden insanlara her zaman bir borcum vardır hatta tüm insanlığa ve tüm dünyaya...

augustusozan dedi ki...

insan kendi dusunce yetisinden bahsederek surekli kendiyle digerlei arasina bi ket vurup ego sundan beslenir bunun varligini kabul etmis biri olarak solediginize tabiki katiliyorum fakat bundaki post modern tutum bu kadar mi gorulmedi ya da gorulmek istemedi sadece savunma kalkanlarimla bu yoruma cevap veriyorum .......

cenkkayhan dedi ki...

Benim elimde herhangi bir silah olmadığı için ve size saldırmayacağım için -ki öyle sandıysanız yanılıyorsunuz- kalkanınızı atın yere derim. Açıkcası ben tam olarak sizi anlayamıyorum, bazen oturup düşündüğümde aslında size de hak vermiyor değilim belki de ben yanlış düşünüyorda olabilirim... Belki de halisünasyon gören benimdir de sizler yanlış şeyler görüyorsunuz diye kendimi avutuyorumdur...

augustusozan dedi ki...

iyi bisiy sorgulama hali zira olmadiginda ben geriliyo ve saldirmaya asliyorum tekrar tekrar bikmiycam solemekten sonunda nokta olan sozcukler kurmuyorum zaten noktalama isareti kullanamiyorum bile ?!

cenkkayhan dedi ki...

Buna sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi gerçekten bilmiyorum çünkü siz sınır koymasanız bile size sınır konuluyor...

augustusozan dedi ki...

okudugunza emin olarak kavramin mahkumunda oldugu gibi ben begeninin bile ogretildigi ni savunurken bana bunun aciklamasini yapmanizin ne anlami var zaten sinirlarin icinde ozgur ogretilenin icinde begendigimin farkinda olarak tavirlarim

cenkkayhan dedi ki...

Bu öğretilmekle alakalı değil aslında görmekle alakalı bir durum illa biri size bir şey öğretmeyebilir sizde keşfedebilirsiniz ama gördüğünüz kadarıyla. Mesleğim itibariyle bunu çok iyi kavrıyorum. Örneğin evrenin büyüklüğünü, gördüğümüz en uzak nesneye göre söyleyebiliyoruz. Belki daha da büyük belki de değil ama bu görmemizle alakalı yani sınırları biz yaratıyoruz ve özgürlüğü de... Beğeninin öğretildiğine inanamam çünkü bu insanın içinden gelen bir olgu, zorlamayla olabileceğini sanmıyorum ama şu var ki insan bazı şeyleri zorlada kabul edebiliyor... Ben sürekli insanlara dünyanın evren içinde bir toz tanesi olduğunu anlatıyorum o yüzden bana sınırdan bahsetmeyin çünkü benim gördüklerimde sizin bahsettiğiniz sınırlar yok...

Travis dedi ki...

selam gençler
(yorum farkı)
:)

Prisoners dedi ki...

Güzel bir haber. bilgilendirme için teşekkürler.