5 Şubat 2008 Salı

Karşı Devrim..?


Bunun sorulacak bir soru mu yoksa tartışılacak bir konu mu oldugu konusunda suphelı oldugum kadar; tartışsak ne olcak, sorularımızı sorsak ne olacak onu da bilemiyorum aslında. Yıllardır konuşulan herşeyi; büyüdük, şimdi de biz konuşuyoruz, bu kadar basit. ama hadi kafamızda sorular varken soralım, sormadılar demesınler ıstıyorumm acıkcası.
üniversitelere türban girememesi bir insanlık ayıbı oldugu kdar,özgürlüklerin de kısıtlanmasıdır zira bunun uygulamaya geçmesi diğer eğitim kurumlarında da faalıyete geçer, kamuda ve her yerde serbestliği sağlanırsa neler olabileceği asıl sorulması gereken sorudur. cüppesi ve türbanıyla hakimlik yapan bir kadının eşitlik anlayısına ne kadar durustce katkıda bulunabılecegı gibi simgelere, simgeler ekleme, simgelere simgelerle karşılık verme konusu da ayrı bir tartışma blogu yaratabilir kanımca.
Fikrimühim bir arkadasımız olan sayın Kakı şu cümleyi vurgular; "türkiye dünyanın "anti"sidir. dünya da laiklik faşizanlıgı yapılan tek ülkede yaşıyoruz." kanımca haklıdır. işin içine rejım, cumhurıyet, ataturk,ilkeler girdiğinde manyaklasan insanlar toplulugu oldugumuzu kımsenın yalanlayabileceğini sanmıyorum.
Fakat konuya cok yonlu bakmak gerekırse içten bölmeye calısanlar, dıstan bolmeye calısanlar, sagdan soldan kemırenler, ordan burdan yiyenler; kafatascılar, koktendıncıler ve tumuyle aslında benzer fıkırlere sahıp olan yalandan solcular, rejim hayali kuran anarsistler,kürtçüler,turkcüler, alevi-ci ler.. ve şu anda ornekleyemedıgım bir sürü "grup" konuyla ilgili planlar yapmakta. Çok onemlı olduklarından değil, sayıları cok oldugundan bu ınsanların sesı "herkesten" daha yuksek cıkmakta. Laiklik tanımını yenileyen, yeniden "inanç özgulugu" olarak yeniden tanımladı akpliler. hala okulda zorulu din dersi gördüğüm, nufus cuzdanıma dogdugum anda "ıslam" yazıldıgı halde.
hrneyse, herşey gibi rejim, tavır ve düşünce döngüseldir. Günün 2 modası vardır. din ve laiklik faşizanlığı. Birincisi geçer, ikincisinden çok emin değilim :)

konuyu uzatmak değil, başlığı açmak asıl amacımdı o yuzden burada kesıyorum :)

bu arada ben en cok turbanlı rocker ve metalcılerı sevıorum :))

15 yorum:

augustusozan dedi ki...

uzun zamandır senden yoksun olan bu bloga en sonunda benımseresıne bısıler yazmana sevındm ve yorum yazmayı bı gorev bıldım actıın baslık cokca konusulası ustunden her yone cekılesı bı tavır tasıdıı ıcın bende ortalarda bırakma taraftarıım sıteyı takıp edıceını solıyen ınsanları tek bı yone kanalıze etmemek ıcın fakat diceklerımıde esırgemeyı dusunmuyorum bu cercevede oncelıkle turkıye denınce dunyada tamamen kulturel bı kolaj olduunu solıyebılıceım bı ulke soledıklerının ısıın da da dıyebılırıs kı cok celıskılı dusunce sıstemlerını barındırıyo bu yusden asla ısvec gıbı gıremıyceımıs refah bunalımları ıntıhar oranları asla o ulke kadar artmıycak bu sevındırıcı bence :)) aslında bu baktıım ısın tamamen gozlerken eglendıım kısmı bu kadar celıskı ve cesıtlılık te ınsanın hepsıne bırden bakmadadan objektıf olamaması garıp bunun yanı sıra bı de ısın realıst acı ve ıcını nefret le doldurak kısmı var kı benım su sıralar uzakta olduumdan mıdır nedır pek ugramadıım ve kendıme onermedıım kısmıdır ama ben bu cesıtlılıkle eglenıyorum ve bana sanatsal acıdan cokca malzeme saglıyo ulkemı bu yusden sevıyorum yasasın mıllıyetcılık "anlamını bılmıyenlere"
dayatılanlara islam ın dının olmasını solıyenlere hıc gırmıycem beynımde dolasanları bırılerının lafıyla ortaya cıkarabılırım belkı bu arada sanemcım turbanlı rockerların varlıının bu kadar sevmenın egoların temellı olduunu da ınsanlara bı sorgulama gostergesı olarak belırtmelıyım sanırm nese etlıye sutluye dokunmadan bos bos konusup bu yorumu da bıtırıyorum senden beslenmek ıstıyo bu blog sanem yazılarının devamını dılerım...

Zarpandit dedi ki...

tesekkur ederım canım. ben de ızleyıcılerımızden yorum beklıyorum zaten 2-3 kişiler onlar da =)

Adsız dedi ki...

Türban sorunu elbette sürekli gündeme gelen ve bundan çıkar sağlamak için insanların canla başla uğraştığı hassas konulardan birisi.Bence bu bir aldatmaca amaç ellerindeki olan gücü yükseltmek başka bir şey değil.Bizim insanımız arkadakileri değil hep ön taraftakileri gördüğü için hep tek noktaya odaklanıyor, bu yüzdende bu işin arkasındakiler hep tek tarafa çekiyor konuyu.Bu aynı zamanda terör konusunda da sıkça karşımıza çıkan bir olaydır.Dini bilmeyen veya islamı arap yarımadasına sıkıştırmış ve sanki başka bir yerde onun gibi olmayacak diye düşünen insanların yarattığı bir gerçek bu.Kimse anlamazki türbanı(onların kafasındaki düşünce gibi değil elbette) ingiltere kraliçesi bile takmakta çünkü o bir koruma aracı şapka gibi bunu tutupta dini simgeye çevirmek ancak bundan yararlanmak isteyenlerin işine yarayacaktır.Dinimizde sembol yoktur çoğu insanında bileceği gibi putların istenmediği dönemde,haç gibi büyük dini objelerin bulunduğu bir dönemde ortaya çıkan islam dini bir simgeye ihtiyaç duymamıştır,duymazda çünkü bu sefer temeli olan hoşgörüsüne ters etki yapar.Ülkemize gelince sizlerinde dediği gibi birçok kişi bu işten kazanç sağlamakta yoksa nasıl olurda seçimlerde AKP'e ateş püsküren MHP şimdi onunla beraber ilerler bu yolda.Herkesin renksiz şeffaf bir dünya isterken memleketimdeki insanların neden bu kadar çok renk seçme,taraf olma durumu yaratmalarını anlayamıyorum ya da anlıyorda sindiremiyormuyum içime bilemiyorum.Bu tür girişimlerin ülkeyi bölme,parçalama,kutuplaşma yaratmadan öteye gitmeyen tarafları var; özgürlük sağlamak değil amaç aslında.Ülkenin yönetimini değiştirmek,anlayışını başkalaştırmak için yapılan girişimler sadece.Laiklik konusuna gelince gerçektende manyaklaşan insanlar var çünkü kimse geriye dönmek istemiyor.Bu kadar ilerlemişken şimdi geriye dönmek insanların zoruna gidiyor.Padişahlıktan cumhuriyet gibi dönemin çok ilerisinde bir anlayışa geçmek elbetteki zor ve sancılı hatta hala bu sancıları yaşıyoruz.Türkiye de din ve devlet kesinlikle ayrı şeyler olmalıdır çünkü bizim topraklarımızın içinde çok farklı dinler bir arada yaşamaktadır.Biraz belki Osmanlının son dönemlerine benzetebiliriz bugünleri o zamanda milliyetçilik alanında ayrılıyordu şimdi de din adına olacak.Yarın türbanlı hakimler olduğunda ülkede yaşayan ermeniler ortodoks hakim isteyecek ve ayrı yargılanacaklar ve sonra diğerleri...Bir de bakmışsınız ki kendi kendilerine yönetimde de ayrılmışlar...Bu işler böyle dediğim gibi su üstünde olanları görmek yalnızca insanı yanıltır.Asıl olanlar derinlerdekiler ki bence onlarda yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor.Laiklik faşizanlığı bencede geçmeyecek çünkü inanması güç ama Türkiye hiçbir zaman laik olamayacak çünkü hala aramızda bu durumu anlamayanlar çoğunlukta ve o insanlar daha çok ürüyorlar kısaca daha çok çocukları var ve kaybedecek çok fazla şeyleride yok,bu yolda piyon olarak kullanılacaklar...İnsanları eğitemezsek doğruyu gösteremezsek eğer insan ilkel haline hayvan gibi içgüdülerine dönük yaşayacaktır.Dünyada da yeterince hayvan olduğuna göre insan gibi yaşamak isteyenlerin bundan başka bir çaresi yoktur.Aynı gemiye bindik hepimiz,aynı yolun yolcusuyuz ya hep beraber gideceğiz ya da hep beraber batacağız onun için herkes birbirine sahip çıksın,insan ayırmasın yapabileceği neyse elinden geleni yapsın doğru bildiği yolda.Bize doğru yolu gösteren çok iyi bir önderimiz var yoksa işimiz daha da zor olabilirdi.Umarım işler çığrından çıkmadan son bulur temennim bu.Büyük bir kaosun içine sürüklenmeden işler biter,olaylar artarsa eğer sonunu düşünmek bile istemiyorum.Bence bu bizim için büyük bir sınav olacak...Bu yazıda iyi olmuş gerçektende ellerinize sağlık...

augustusozan dedi ki...

gercekten bu yazının altında da yorumunu gormek cok mutlu ettı benı takıpcı olduunu solıyen bı ama hıc gırmıyen ınsanların varlıı bılıncıyle aslına bakarsan beklemıyodum tesekkur ederıs
unutulmaması gereken durum ınsan olmanın sartları yanı ınsan neder adım basa yazılmadı gıbıınden manasız bı kavga cıkarabılır mıllıyetcılıın ozunde de bu yatıyo bana kalırsa vırutık olduu gıbısorgulamaya tamamen kapalı dunyayı da yanında getırıyo malesef bu mıllıyetcılıge ragmen mıllıyetcı olduunu acıkca solıycek kadar utanamıyan ınsanların turban gıbı bana gore kadın estetıını , ozgurluunu sınırlıyan bı obje den utana bılıyolar bu kadar mıllıyetcı olanların kendı ulkelerınde var olan bu sorun yada gosterılen sorundan bu denlı utanmları cok garıp zamanında dısarı bıle cıkamıyan kadınlar ıcın ozgurluun semboluydu belkıde turban sımdıyse ozgur olmıyan kadının kım bılır belkı ılerde yukseklerden objektıf bakıslar gorebılır dunyayı bırılerı

Adsız dedi ki...

Emin ol ben yazılarınızı okudukça daha mutlu oluyorum.Böyle insanlarında yaşadığını bilmek insana gurur veriyor.Tekrardan rica ederim.Milliyetçiliğin sorgulamayı daralttığının bende farkındayım fakat türbanın daha bunu anlayamayacak yaştakilere bile dayatıldığını görünce bunun bir özgürlükten çok kısıtlayıcı bir etkisi olduğu düşüncesindeyim.Çünkü şeriat kadınların özgürlüklerini istemez kadınlar dışarıda gezebilir ama asla sesleri çıkamaz oy verebilirler ama asla seçemezler.Biliyorum biraz garip bir durum oluşuyor ama bu biraz çocuk kandırmak gibi bir durum gibi geliyor, bence şu an kadınların çok daha fazla özgürlüğü var, yalnızca bunu kullanmıyorlar ya da kullanamıyorlar erkek baskısı yüzünden, türban yasaklanana kadar bu erkekler yasaklansa daha iyi olur fakat türbanı serbestleştiren insanlar zaten bu tip erkekler.Diğer yol işlerine gelmediği ve kendilerinden ödün verecekleri için bu yolu seçiyorlar herkes kolay olanı yapar kimse zor olanı denemez çünkü.Ki bence erkeklerin bile düşünce suçundan yargılandıkları bir yerde sanmıyorum ki kadınların türbanla fikirleri serbestleşsin.İnsan korkunca elinden geleni yapar tüm gücünü kullanır aklını kullanmadan bazen, laik kesiminde yaptığı bu.Her iki tarafta bir yerde sıkıştı herkes birbirinin haklarını istiyor ve kimsede ödün vermek istemiyor bu konuda.Bir önceki yazıda da dediğim gibi gerçektende tartışılan şey keşke kadının özgürlüğü olsa keşke...O zaman belki bende daha farklı yazardım, illa bir şey değişecekse bu da anlayış olmalıdır ve kadın-erkek denilmeden eşitlik sağlanmalıdır.Hiç kimse bir tarafını örtünce veya açınca dinsiz,namuzsuz,özgür,iyi,dürüst olmuyor her şey insanın ruhunda ve düşüncelerinde bitiyor...Aslında türbandan kimse utanmıyor yalnızca geriye dönmekten korkuyorlar,iran gibi olmaktan ya da diğerlerinden çünkü biz batıda bulmuşuz kurtuluş yolunu doğuyuda elbette terk etmememiş.Kısaca bize böyle öğretilmiş ve biz buna inanmışız doğru yolun bu olduğuna kurtuluşumuzun ve iyinin bu olduğuna okuduğumuzda düşündüğümüzde kafamıza yatan böyle olmalı dediğimiz şey bu.Onlarında inandıkları ve kafalarına yatan şey o ve şimdi birbirimize anlatınca her iki tarafta anlamıyor çünkü bence hiçbir mantığı yok bu tartışmanın kim ne yaparsa yapmalı ama tutupta yalnızca bizim istediğimiz gibi olmalı dememeli biz hoşgörü gösteriyorsak ki bence fazla bile gösteriliyor onlarda göstermeli.

Zarpandit dedi ki...

din kısmıyla ılgılı en guzel yorumu galıba mr.zekerıya beyaz dan dinlıyouz, diyor ki; eger örtu kutsalsa, en mahrem yerımızı orttugu ıcın en kutsal ortu dondur.
seivyoruz bu adamı yahu canım benim ayy :) uheaueheuh

augustusozan dedi ki...

bı yerden sora bu yazıların altındakı tesekkur lerım sıkıcı olmaya basladı farkettım ama gercekten mutluyum okumaktan cenkkayhan soledıklerıne katılıyo olsamda gosterdıımıs hosgorunun fazla olduunu dusunmen senı nefrete suruklermıs acaba ben duyguların beyınde kı kontrolu arttıkca mantıklı yaklasımın yok olduu dusuncesındeyım tablo ne kadar cırkın olursa olsun ona bakmalı ve verıcek cevap yada her ne tepkı olursa vermelıyıs dıye dusunuyorum nefret onun yaptıını radıkal olarak reddetme anlamına gelır kı cok rasyonal olmas ck elıtıst bı tutumla bısım gıbı ınsanların akılerkıl tutumları cok kucuk bı kıtleyı bıle olsa ozgurlestırıcektır nefret ofke yada provokasyon malesef ıslerı cıkmaza suruklemekten baska bısıy yapmıyo yeterı kadra savasla vsyle bu dunyaya zarar verdık zaten sımdı bı de rasyonal olmayı denıyelım
blogun ustunu yenı bı renkle boyadıın ıcın hla tesekkur halındeyım :)))

Adsız dedi ki...

Rica ederim bende tekrardan,sanırım bu böyle sürüp gidecek:)Yazdıklarına hak veriyorum çünkü vermemek elde değil.Yalnızca şunu belirtmeliyim ki bu benim yaşadıklarım sonucu ortaya çıkanlar benim çerçevemden olaylar böyle görünüyor, sonuçta yazdıklarım kişisel şeyler belki senin dediğin gibi çok daha dışarıdan bakmak gerekli fakat ben burada yaşadığım için senin kadar olayları dışarıdan göremiyorum.Çünkü bu insanların dedikleriyle yaptıkları bir olmuyor bu yüzden yaptıkları şeyler bana pek samimi gelmiyor.Nefret veya öfke duymuyorum onlara karşı, böyle bir şey algılanmasın sakın.Sonuçta daha öncede belirttiğim gibi insanlar ne istiyorlarsa onu yapsınlar ben sadece dürüst olmalarını istiyorum.Hoşgörü gösterdiğimi daha öncede söyledim zaten.Kısaca ben şöyle düşünüyorum;bu gittiğimiz yol doğru yol değil ve bence ilerlemiyoruz geriliyoruz,bu bir özgürleştirme hareketi değil,özgürlükleri kısıtlama hareketi; bana göre durum böyle.Sana karşıda elbette bir şey demiyorum çünkü sende haklısın düşüncelerinde fakat sanırım ya benim gördüklerimi göremiyorsun ya da daha geniş bakabiliyorsun olaylara(ben senin gördüklerini göremiyorum) bunu bilemiyorum.Zaten bunu zaman gösterecek bize.Burada ben haklıyım sen haksızsın tartışması asla yapmıyorum.Sadece düşündüklerim böyle,umarım senin düşündüğün gibi gerçekleşir her şey fakat bence savaş olacaktır çünkü iki zıt kutup bunlar ve yapılmak istenende bu, amaç bu.Bende akılcı tutum içinde bulunmayı düşünüyorum ve istiyorum senin gibi, duygulardan arınmış olarak düşünmek, bize lazım olan şey bu gerçektende...

augustusozan dedi ki...

insan faktoruyle yasamayı ogrenmelı once sanırım yalanı cıkarlarını hayatında barındıran ve bana gore barındırdıı ıcın asla suclanamıycak bı canlı ınsan bu yusden belkıde ıcgudulerınden arınmıs olan bı dusunceyle yargılamak gerek asıl varmak ıstedıım nokta bu benım yanı onun dogru solemıyo olması tamamen kendı cıkarlarını gozetmesınden bunun dogru olup olmadıını sorgulıyamıyorus malesef cunku bu dogamızda zaten mevcut solemek , varmak ıstedıım buydu benım ama haklı olabılırsın ben evımde bılgısayarın basında sorunların hıcbırı bana degmesken konusuyorum belkı objektıf belkıde kaygısız ve subjektıf :)

Adsız dedi ki...

Türban konusuna, ilk etapta her ne kadar hak,özgürlükler vs açısından bakmış olsam da, son kertede daha pek çok yere not düştüğüm Marx amcamın şu sözleriyle noktayı kendi içimde koymuş bulunmaktayım.
"Din, ezilen insanın içli ezgisi,kalpsiz bir dünyanın sıcaklığı, tinin distalandığı toplumsal koşulların tinidir./Halkın yanılsamalı mutluluğu olarak dini ortadan kaldırmak, halkın gerçek mutluluğunu istemek anlamına geliyor."(K:MARX)

augustusozan dedi ki...

aramıza yenı katılanları gormus olmak mutlu edıyo bole benı zıra yorumuna getırıceım yorumum blogun olusumunda yargıların bıras daha ıkıncı planda tutulduu daha ucu acık daha ogurcu olma kaygısıdır onerım ıcımısde noktalar ünlemler yerıne soru ısaretlerı kullanmaktır bu bızı sanırım guncel ve daha ılerı kılar marx benım ıcın e kadar fıkırleırnın bı kısmına sadık kaldıım bırı de olsa sorgulamaya kapattıım bırı olduu anlamına gelmes her neyse onerım soru ısaretıdır ?????

Ömer dedi ki...

Her şeyden önce saldırmak amaçlı olmayan ve olabildiğince her iki tarafı da sorgulamaya çalışan bir şekilde yazdığın için yazını (haddim olmadan) tebrik ediyorum ((:
Konuya gelirsek;
Din evet imanla başlar. Niyet önemlidir her zaman. Niyeti kötü olan kişi hayatını ibadet ile geçirse bile bir hükmü yoktur yaptıklarının. Ancak bazı şeyler vardır emredildiği şekilde yapılmalıdır. Türban yahut Başörtü (ismi mühim değil) dinimizce kadınlara emredilmiştir. Haaa isteyen uyar istemeyen uymaz sonunda kimin mükafat alacağı kimin ceza alacağı bilinmez. Emir olduğunu söylememdeki sebep bir kişi tarafından siyasi simge olsun diye çıkartılmış bir şey olmadığını vurgulamak. Örtünmeye simge deyip niyetim önemli diye geçersek, o zaman Namaz kılmanın şekline simge demek pek de farksız olmaz. Zira niyet önemli ve yeterli dersek, namazı kafamıza göre kılabilme lüksüne sahip olmamız söz konusu olur. Zira "Kur'an da yazılan namazı kılmamız, nasıl kılacağımız yazılmamış" deyip oturduğumuz yerde niyet ile namazı kafamıza göre kılmak da meşru bir hal alır bu yaklaşımla. Müslümanlıkda niyet her zaman önemli ama bazı noktalarda tek başına yeterli değildir, emredildiği şekilde yapmak gerekir bazı şeyleri.
Sonuç olarak, herkes irade sahibidir ve seçimini iradesiyle yapabilir. İsteyen inancını üst noktalarda yaşar, isteyen hiç bir şeye inanmaz, ama herkesin iradesine sınır getiren nokta "Karşıdakinin inancına saygı duyup engellemeye kalkışmamaktır, kimse kimseyi inanmaya inandığı şeyi yaşamaya zorlayamaz ya da inandığı gibi yaşama imkanını elinden alamaz"(bir parantez; nasıl ki küçüklüğümüzde hep anne baba doktor olsun ister çocuğu için ya da belirli bir mesleği söylerler, çocukta bilmeden aileden duyduğu için doktor olacağım diye üniversiteye kadar gelir kimisi istediği başka bölüme gider kimisi doktorluğu sever oraya gider. Aynen bu şekilde aile etkisiyle de kapansa kişi ileride isterse açar istemezse açmaz, açmasına engel olan olursa da o kişilerdedir suç dinde ya da kanunda değil. Ayrıca kimisi için başörtüsü özgürlüktür, inancını istediği gibi yaşayabildiği için, kimisi için de özgürlük kıstlanmasıdır, ama kişinin kendi iradesine kalmıştır karar vermek bize değil)
işte bu noktada özellikle ülkemizdeki insanların (gerek sağ görüşlü olsun, gerekse sol görüşlü olsun ya da bunlardan farklı kişiler olsun) düştüğü büyük bir yanlış var; olayları, inançları, fikirleri kişiler üzerinden değerlendirip kişilere mal ediyoruz. Bu sadece Türban mevzusunda yapılan bir şey değil. Bir kesim türban ismini duyduğunda direkt "Şeriat getirmeye çalışıyorlar, İran yapmaya çalışıyorlar, takanların asıl gayesi siyasi, zaten siyasi simge için olmasa üniversiteye girerken çıkartır, çıkartmadığına göre kesin simge" ve benzeri laflar ederken, başka bir kesim de Komünizm ismini duyduğunda "Bunlar bizi dinsiz yapacak, ülkeyi Rusya yapmaya çalışıyorlar, saçma sapan fikirlerle anarşi çıkartmaya çalışıyorlar asıl gaye devlet düzenini yıkmak anarşi çıkartmak" gibi laflar ediyorlar. Sizce iki yaklaşımın da birbirinden farkı var mı? Türban denildiğinde, dinin günlük hayata uygulanması denildiğinde illa İran lafını bıkmadan söyleyenler neden dinin doğduğu döneme, Hz. Muhammed dönemine o dönemki adalet, hoşgörü, tahammül, insana değer verilmesi gibi şeylere bakmıyorlar?? Madem örnek gösterilecek fikrin, inancın özüne niye bakmıyoruz da bunları "Yalan - Yanlış" uygulamış İrana, Mevlananın din hakkındaki sözlerine yaklaşımlarına bakmak yerine, Dini siyasete alet etmek için kullanmış kişilerin sözlerine davranışlarına bakarak değerlendiriyoruz?? Aynı şekilde Neden Komünizm söz konusu olduğunda tahriklere kapılıp, piyon olarak çeşitli güçlerin oyuncağı olmuş, anarşiye sebep olmuş insanlara bakarak konuşuyoruz?? Neden Komünizmi uygularken tamamen yanlışlıklarla dolu bir şekilde kişilerin çıkarları doğrultusunda hayata geçirilmiş olan Rusya ve ya Çin örneğini veriyoruz?? Neden Aslında komünizmin fikirsel olarak temelde güzel şeyler istediğini göremiyoruz, gidip Marx ın söylediği başka bir sözün yanlışlığını görünce Komünizm adına söylediği her şeyi bir anda yanlış olarak düşünüveriyoruz??? Ki ben şahsen koyu bir Komünizm KARŞITIyım. Ana fikrine değil de uygulanmasının imkansızlığını düşünmemden ötürü, ama bu benim fikrim ve Marx ın bana çok saçma gelen başka yaklaşımlarından dolayı tüm sözlerini yalan olarak algılamam büyük SALAKLIK olur. Ki bu sadece Marx için değil her konu ve kişi için geçerli.
İşte her daim olabildiğince kişileri olaydan sıyırmak lazım. Şu örnekle bitireyim yorumumu,
Nasıl ki pisliği ve kirliliğinden dolayı yanına bile yaklaşılmaz durumda olan "Porsuk Çayı"nın kaynağından o halde çıktığını düşünüp o şekilde yorumlamak, aslında kaynağına gidildiğinde tertemiz ve şahane bir halde olduğunu ancak ilerledikçe Fabrika atıkları ile kirletildiğini ve bu hale getirildiğini görmemek, düşünmemek akılsızlık ve büyük cehaletse, Gerek Türban konusu gerekse tartıştığımız hemen her konuda kişilerin, ülkelerin yaptıkları üzerinden konuşmak o kadar akılsızlıktır...
(Yorumum uzun olduğu için kusura bakılmasın, idare ediliversin artık :P)

augustusozan dedi ki...

blogun bole bı goruse ıhtıyacı olduunu dusunerek yorumunusdan mutluluk duydum fakat daha ocede defalarca belırttıım gıbı bıs yargılardan uzak olmayı onerıyorus kendımıse ve ozgurluun ogretıler ve varolusunda bu derece sorgulanması taraftarıyım acıkcası ogretılerın olması gerekenlerınde ayrıca sunu da belırtmelııım kı durumlara bu kadr sorgulayıcı yaklasırken fasızan tutumların var olmadıını solıyemedıımıs ıcın burdakı ınsanların bu sert tutumlarını da hos gormek gerekır bana kalaırsa
aramıza hos geldınıs umarım yargılardan arınmıs sorgular dunyada fıkırlerımısı degıstırmekten korada yaıyabılırsıs

Zarpandit dedi ki...

siz de konuya tarafsız yaklastıgınız ıcın cok teşekkur ederım. 'taraf' davranmak bu derece hassas bır konuda cok yanlıs olurdu dıye dusunuyorum bu yuzden her ıkı 'taraf' ında kendıne dusenleri 'durustçe' ve humanızm dogrultusunda yapması gerektıgı taraftarıyım elinize, gozunuze, kafanızın içine sağlık :)

Adsız dedi ki...

İki zıt kutbu temsil eden iki kişi yorum bırakmış her ikisinide okudum ve ortada görüldüğü gibi benim bahsettiğim durum oluştu.Ya "var" ya da "yok".Halbuki bence tartışılması gereken şey neden var,neden olmalı...gibi sorular bende her iki yorum bırakan kişiyi tarafsızlığa çağırıyorum.Herkes duruşunu başta belirtti bence şimdi sıra düşüncelerde ve sorularda,bildiklerinizi bir tarafa koyun ve bence düşünün...